Kültür Sanat yazıları

Efendim, şaşılacak iş, bilmediğimiz bir dünyada yaşamaktır. Önce şu dünyayı bir güzel tanıyalım, bakalım bizden ne istiyor. Sabahları yataklarımızdan kalkıyoruz, güneş çok cömert her yeri aydınlatıyor. Kuşlar kanat çırpıyor, uçuyor.

Tabiat her sabah uyandığında yeni bir güne, taze umutlara açılıyor. Açılıyor ama nasıl gelişiyor? Akşam olunca, hangimizin umutları gerçekleşiyor. Üzülüyor, gözlerimiz bulutlanıyor, ağlıyoruz.

Emekliyor, sonra yürüyor ve koşuyoruz. Dünya koşuyor durmak bilmeden, ama nereye? Aslında hayat bilmece olmaktan da çok uzak... Ama hayatı bilenlere...

Gecikmeden endişe duyduğumuz tek şey okul veya işyeri saatleri, ya da verilmiş sözler, tabi onu da yerine getirebilirsek... Hayat mayın tarlasıdır, attığınız adımlara dikkat etmezseniz bir yerlerde tüm umutlarınız, yaşama kaynağınız biter, öyle değil mi?

Onun için yanlış adım atmayalım yoksa şu dünyada dev bir yalnızlığı sırtlayabilecek kadar kuvvetli değiliz ha! Bu nedenle diyoruz ki: "Hayat yani dünya bir uykudur, düşlerinizi güzel görün" olmaz mı? Unutmayın ki bu dünyanın sonu vardır, sonsuz değildir. Üstelik toprak, doymak bilmeyen bir iştahla doludur. Ölümlü dünya ama fırsatlarla dolu bir dünya... En azından bu fırsatları tövbe için değerlendiğimiz sürece karlıyız demektir.

Sonuç olarak dünyaya gireceğiz, madem yaratıldık girmek zorundayız da, o halde bu dünyanın içine gireceğiz amma, bu fani dünya bizim içimize girmeyecek, bu farkı çok iyi anlamak zorundayız.

Bir de sonsuz olan diğer dünya... Tek cümleyle veya sayfalarca anlatamayacağımız kadar büyük bir sonsuzluk, ona güç yetmez. Ancak, gücümüzün yettiği kadar hangisine daha çok değer vereceğimizi sizler takdir edin.

Doğruluk, sonsuzluğun güneşidir, nasıl olsa doğar hiç merak etmeyin! Ayrıca unutmayın ki doğruluk her hileyi bozar, ona göre... İnancımız sağlam olduğu sürece; doğru sözlülük iyiliğe, iyilik de insanı cennete götürür.

Niçin başın göklerde, ne aslansın ne devsin, Yaratılmışları sev, Allah da seni sevsin. Büyük insan, muzdarip olduğu zaman bile, başkalarının ıztırabını düşünebilendir. Oturup kaderini beklersen, keder getirir. Çalışmaya gidersen, huzur ve saadet getirir.

Doğruluk, sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar. Eğride tok, doğruda aç olabilir mi? Doğruyu bilmek, onu sevmek ve ona göre davranmak olsaydı, bu dünya bir cennet olurdu. Dinlerseniz, size her zaman doğru yolu gösteren bir sesin var olduğunu, unutmazsınız.

Ararsan dost ara, düşman ayağının dibindedir zaten... Dünyaya karşı hırsın var mı? Meşakkat içindesin. Şayet düşünürsen; Dünya ile ahret, iki ailesi olan adama benzer. Adam birini razı ettikçe diğerini kızdırmış olur.

Bu dinde ayrılık en büyük illet, Ayrılık nerede orada zillet,  Ayrılık çıkarsa yıkılır millet, Yaraya merhem sürelim. Mübarek Ramazan ayınızı kutluyor, yuvanızda huzur, sağlık ve afiyetler diliyorum. Rabbimiz hepimizin yar ve yardımcısı olsun ve utandırmasın, âmin.

                                                                                                                                                                                    Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları