MASUM YALANLAR

Version:1.0 StartHTML:0000000172 EndHTML:0000008603 StartFragment:0000002607 EndFragment:0000008567 SourceURL:file://localhost/Users/ykmehmetyenkonya/Desktop/7/7.doc

Yalan, aslı olmayan bir iş, bir oluş veya uydurma hallerdir. Yalan, aynı zamanda kişinin gerçeği saklayıp bildiğinin aksini söylemesidir. Yalancılık çok çirkin bir huydur. Dinimiz yalanı haram kılmış ve şiddetle yasaklamıştır. Hatta cennete gidebilmenin en kolay yollarından birisi de yalan söylememektir.

 

Gerçek bir Müslüman kendi aleyhinde de olsa, doğru söylemeli ve asla yalana yaklaşmamalıdır. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Ey iman edenler! Hak üzere durup adaleti yerine getirmeğe çalışan hâkimler ve Allah için doğru söyleyen şahidiler olun. Velev ki, o şahitliğiniz nefisleriniz yahut ana babanızla yakın akrabanız aleyhine olsun. İster üzerine şahitlik yapılan kimseler zengin veya fakir bulunsun" (Nisa, 4/135).

 

Buraya kadar olan kısmında yalanın doğru bir şey olmadığını anlıyoruz, anlıyoruz da; şu masum yalanlardan nasıl kurtulacağız? Hani ilk olarak yalandır ama kimseyi üzmediği iddiası ile masum olduğu savunulan yalandır. Ama sonuçta yalandır işte… Örnekleri o kadar çoktur ki, saymakla bitmez.

 

Mesela;

 

Yoldaydım patron, trafik sıkışık o yüzden geç kaldım… (Erken çıkaydın)

İşlerim var sonra görüşelim mi? (Bir dakikalık görüşmeden ne kaybedersin?)

Arabayla alırdım ama inan benzin yok! (Nedense inanasım gelmiyor!)

Şarjım bitmişti, o yüzden arayamadım! (Dönebilirdin ama)

Anne arkadaşıma uğrayacağım, gecikebilirim… (Neden daha önce söylemedin?)

Aslında ben çok zenginim. Üstelik çok kitap okurum… (Meteliğe kurşun atarken en son okuduğun kitap neydi?)

İşlerim çok yoğun, toplantılardan başımı kaldıramıyorum! (Kardeş bütün mezarlıklar, dünyada işleri yarım kalmış insanla dolu… Bak! Şu karşındaki doğrucular sokağı… Yalan da söylesen, doğru da söylesen, o sokak seni mezarlığa götürür. En iyisi dürüst kal, doğru söyle sana “emin” desinler. Tersini yaparsan “gömün toprağa, ne hakkı varmış?” Derler.

 

Bir şair de masum yalanlarını şöyle dile getirir:

 

Bir yalan devrânının ortasına doğmuşum,

Öyle tatlı yalanlar ki…

Doğruyu unutmuşum!

 

Yalancı tatlı olunca, yalanı mâsum görmüşüm,

Yanlışı doğru sayarken meğer ben ne körmüşüm…

İkisini harmanlayıp yüreğime sürmüşüm,

Şimdi hasat yeri gönlüm, yalan-gerçek kördüğüm!

 

Yalanı söyle ama nerede? Yerini bilemezsen mizan terazisi şaşmaz. Zalimlerin şerrini defedeceksen ya da arabuluculuk edeceksen, buyur söyle!

 

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları