NE OLDUM DEME…

Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli insan… Kişi, bugün içinde bulunduğu parlak durumun sürüp gideceğini sanmamalı; çevresine tepeden bakmamalı; yarın kötü bir duruma düşebileceğini hatırdan çıkarmamalıdır.

İnsanlar elde ettikleri başarı ya da zenginlik konusunda şımarıp, böbürlenmemelidirler. Çünkü ileride ne olacağını bilemezler. Kötü duruma düşmemek için şimdiden önlemler almalı, elde ettikleri durumu korumak için nezaketle ve hakkıyla çok çalışmalıdırlar.

Çünkü nezaket hiçten gelir ama her şeyi satın alır. Başkalarına karşı saygılı olmak, para ile satın alınmaz. Fakat her şeyi satın alacak kadar değerlidir. Bunu Hasan'ın hikâyesiyle taçlayalım. Hasan, yoksul bir çocuktu.

Henüz ortaokulda okuyordu. Dersler bitince, evine dönmek üzere belediye otobüsüne bindi, boş bir yer bulup oturdu. İkinci durakta otobüse yaşlı bir bayan bindi. Yer olmadığından ayakta kaldı. Fakat yaşlı bayanın ayakta duracak hali yoktu.

Hasan kalkıp yerini verdi. Yaşlı bayan, buna çok sevindi. Çantasından bir kart çıkardı, Hasan'a uzattı: "Bir gereksinmen olursa, çekinmeden bana gelebilirsin oğlum" dedi. Ders yılı bitmeden, babası, Hasan'ı okuldan almak zorunda kaldı. Çok yoksuldular. Hasan'ın çalışması gerekiyordu.

Hasan, okulu bırakmak istemiyordu. Aklına, otobüsteki bayanın verdiği kart geldi. Çantasını açıp buldu. Üstündeki yazılı adrese gitti, durumu anlattı. Yaşlı Bayan: "Hiç üzülme, dedi. Senin tüm okul giderlerini ben karşılayacağım, git babana söyle."

Hasan, sevinçle babasına döndü, olanları anlattı. Babası: "Peki, okuluna devam edebilirsin" dedi. Buna benzer pek çok öyküyü siz de dinlemişsiniz, ya da tanık olmuşsunuzdur. Yerinde gösterilen bir nezaket, insana çok şey kazandırabilir.

Tehlikelere karşı önlem almış olan kişi, kendini ileride üzülmekten kurtarmış olur. Üzücü olaylarla karşılaşmak istemeyen kişi, önlemlerini önceden almasını bilmelidir. Buna ilişkin başka atasözlerimiz de var:

"Eşeğini sağlam bağla, isterse kurt yesin", "Korkulu rüya görmekten, uyanık yatmak yeğdir." gibi. Bütün bunlar, kötü sonuçlara karşı, önceden hazırlıklı olmanın gerekliliğini anlatmaya çalışıyor.

Örneğin bir dükkânımız var diyelim. Hırsızlara, soygunculara karşı dükkânı koruyacak bazı önlemlerin alınması gerekmez mi? Kapısı, camı, kilidi vb. sağlam olacak. Bunlar sağlamlaştırılmadan geceleri yatağımızda rahat uyuyabilir miyiz?

O yüzden ne karanlıkta yat, ne kara düş gör…

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları