NOEL DÜRTÜSÜ

Dürtü; genellikle organizmayı, biyolojik bir ihtiyacı karşılama amacına yönelik bir davranışa iten iç güç anlamında kullanılan bir kavram olduğu bilinir. Yani bu geceye, biyolojik ihtiyacı karşılama içgüdüsü de denilebilir.  
Zaten sınıfları o kadar çok ki, say say bitmez. Açlık, susuzluk, cinsellik ve ağrıdan kaçma dürtüleri bilinen biyolojik dürtüler... Dürtüler organizmadaki biyokimyasal, fizyolojik, hormonal şartların etkisindedir artık...
Malum bu gece yılbaşı… 365 günü sabırsızlıkla beklediğimiz bir misafir yani yeni yıl… Bu gece eğlencenin bini bir para (!) … Hoş! Çok eski bir söz, o da değerini yitirdi.
Neden mi?
Mesih'in doğum günü olduğu varsayılan yortunun tüketimle özdeşleşmesi, iktisadi aktörlerin bu yortuyu sosyolojik bombardımana tutmasından kaynaklanıyor da ondan. Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü, hepsi Amerikan kapitalizmi tarafından pompalanan ve hediye almanın kutsallaştırıldığı bayram günlerinden…
Neyse ki şükran günü yok kutlayacağımız günlerden! Hani eskiden olduğu gibi Hristiyanlar içimizde yaşasalar da onlar kutlasa, bizde onların bu bayramlarını kutlasak iyi olurdu diyeceğim ama öylesine yapışmış ki hayatımıza bir türlü bırakamıyoruz ve hatta savunuyoruz bile…
Seferberlik döneminde bile aramızda yaşayan Hristiyanların paskalya bayramında Müslüman kadınlar yumurta boyar, Hristiyan olan komşu kadına gönderirmiş ki bayramın kutlu olsun diye... Nazik bir anlayış ama içimize sindirmek te ne oluyor? Ne örfi kültürümüze ne de dini kültürümüze asla uymuyor. Anlayan beri gelsin.
Paskalya bayramıyla kıyaslanmayacak ölçüde sıradan bir yortu olan Noel'in önem kazanması ise çok yenidir. 19. yy. sonu, 20. yüzyılın başlarına rastlar. 19.yy öncesi Noel, daha çok din adamları tarafından kiliselerde kutlanan bir törenmiş. Fakat halk sokaklarda içki içer çılgınlıklar yaparmış. Hatta İngiltere Anglosakson kilisesi uzun süre Noel’i bu nedenle yasaklamış bile...
Ancak ondan sonra Noel Hıristiyanlıkta evde aile ile geçirilen bir gün olmaya başlamış... 19.yy sonrasında ise Noel elbet kapitalist dürtüyle bir alışveriş çılgınlığına dönüşmüş... Biz her şeyi abarttığımız gibi elbet yılbaşını da abartıyoruz... Tabi ki işin dini tarafıyla birlikte…
Nasıl ki Ramazan Bayramı'nda lokum almanın ritüel boyut kazanması zincirleme süreçte, nişasta unu üreticisinden karton kutu imalatçısına genel bir ‘‘piyasa canlılığı’’ getiriyor; küreselleşmiş bir ekonomide de, Londra'daki babanın oğluna Noel hediyesi olarak bisiklet seçmesi çok daha geniş bir boyutta aynı rolü oynuyor.
Hani Noel Baba şişman ya! Dr. Grills, sağlık için kötü örnek olan klasik Noel Baba yerine, 24 Aralık’taki zorlu görevine hazırlanmak için spor yapan ince görünümlü bir Noel Baba önermiş… O açıdan yani (!) Eh! Ne diyelim? Tüm Hıristiyan yurttaşların Noel yortusu kutlu olsun.
Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları