ÖYKÜLERİN ÖNEMİ!

Bir çocuğa "Eğer yaparsan" veya "yapmazsan" diye girişilen ve bir ödül vaat eden her iki yaklaşım, aynı oranda zararlıdır. Bizim özellikle okul önceki dönemde uygulamalarımızın hatalı olduğunun farkına varamadan... Ondan sonra da kendimizi haklı çıkarmak için “Çocuğun var mı, derdin var” demeye başlatacaktır. Bu durum bizi ne kadar haklı çıkarır acaba?

"Kardeşine iyi davranırsan, seni parka götürürüm."
"Konuşurken bağırmazsan, sana bayramda bisiklet alacağım."

Bu tarz yaklaşımlar, bazen çocuğu yakın bir hedefe götürmekte etkili olabilir. Ama çocuğun sürekli çaba göstermesine ya hiç yardımcı olmaz ya da pek ender olur. "Sen"li ifadeler, onun kendini düzeltme yeteneğine duyduğumuz kuşkuyu belirtir.

Yani "Sen, bu işten vazgeçemezsin" havası eser. Bu gidiş, çok geçmeden pazarlığa, şantaja ve ödüllerin git gide büyümesine, iyi davranışların pahalı ödüllerle değiş tokuşuna yol açar.
Artık ebeveynler "Hoş geldin!" yerine "Bana ne getirdin?" sözleriyle karşılaşırlar.

Dorothy Baruch "Bütün isteklerimi, anneme sürekli olarak 'daha kötü olacağım' korkusunu vererek elde ederim." diyen bir çocuktan söz eder. Bu hal, ahlaki yönden de pek hoş değildir. Habersiz, sürpriz olarak verilen ödüller, çocuğu tanıdığımızı ve beğendiğimizi belirttiklerinden faydalı ve sevindirici olurlar.

Adam yeni kamyonuna bakmak için evinden çıktığında, üç yaşındaki oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiçle kamyonunun kaportasını mahvettiğim görmüş. Hemen oğlunun yanma koşmuş ve çocuğun eline çekiçle vurmaya başlamış.

Biraz sakinleşince oğlunu hemen hastaneye götürmüş. Doktor çocuğun kırılan kemiklerini kurtarmaya çalıştıysa da elinden bir şey gelmemiş ve çocuğun iki elinin parmaklarını kesmek zorunda kalmış.

Çocuk ameliyattan çıkıp gözlerini açtığında, bandajlı ellerini fark etmiş ve gayet masum bir ifadeyle, "Babacığım, kamyonuna zarar verdiğim için çok üzgünüm." demiş ve sonra babasına şu soruyu sormuş:

"Parmaklarım ne zaman yeniden çıkacak?"

Birisi masaya süt döktüğünde ya da bir bebeğin ağladığını işittiğinizde bu öyküyü hatırlayın. Çok sevdiğiniz birine karşı sabrınızı yitirdiğinizi anladığınızda önce biraz düşünün. Kamyonlar onarılabilir ama kırılan kemikler ve incinen duygular hiçbir zaman onarılamaz.

İnsan hata yapar. Hepimiz hata yaparız. Fakat öfkeyle ve düşünmeden yapılan şeyler insanı sonsuza kadar rahatsız eder. Harekete geçmeden önce durun ve düşünün. Sabırlı olun. Anlayış gösterin ve sevin.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları