PANİK YOK, SONA BAK!

İnsanların hataları en çok panikleme yapmaktan ortaya çıkar. Oysa anlık bile olsa birkaç saniyelik düşünme payı birçok badireden kıl payı kurtarabilir. Hele danışılmadan yapılan işler, zincirleme kaza gibidir. Hayatımız bazı olayları tecrübe etmemiz için çok kısa…

Üzülmeden önce, üzülmeye değer mi diye düşünmek her zaman iyidir. Yoksa neden kendimizi üzelim de bizi bunalımdan bunalıma götürecek yolları önümüze açalım, neden? Belki de şimdi üzüldüklerimize bir zaman sonra gülebiliriz de…

Pişmanlık dolu duygularla geçmişe dönüp baktığımızda, kendimize kızacağız üzüntülerimiz için...
Belki de birçok üzüntümüz, üzüntü sebebi olacak. "Niçin dert ettik?" diye dertleneceğiz. Hepsi de bir vehim, düşüncesiz kuruntu…

Endişelendiğimiz konular, belki de neşelendiğimiz hususlara dönüşecek. Bütün bunları bilmiyoruz.
Ancak kesin bildiğimiz bir şey var ki, o da bilgimizin pek az oluşu, görüşümüzün kısa, sezgilerimizin yanılgılarla dolu bulunuşu... Onun için “danışan dağı aşar” derler ya…

Ama her şeyi bilen biri var. Ve o buyuruyor ki: "Dert sandığınız derman, derman sandığınız da dert olabilir." Çirkin bulup yüzünüzü ekşittiklerinizden güzellikler, güzel sanıp yapıştıklarınızdan da tiksindirici sonuçlara ulaşabilirsiniz.

Öyle ise hayır ve şer hükmünü siz vermeyin. Daha iyi bilenin hükmüne razı olun. Zira şer gördüklerinizden hayır, hayır sandıklarınızdan da şerler çıkabilir... Gerçek böyleyse, var mı hemen üzülmeye gerek? Bakın bakalım altından ne çıkacak?

Evet, bekleyin, sabredin bakalım, panik yok! Mevla’m neler gösterecek? Atalarımız, "Son gülen iyi güler" dememişler mi? Doğrusu da budur. Önemli olan sondur, neticedir. O halde üzülmeden önce düşünmeniz gereken nedir? Yani mutlu olmak için başarıya giden yol demek istiyorum:

Bir kere başarı, başarıya inanmakla başlar. Başarıda, istek, kararlılık ve sabır çok önemlidir. Her çalışma, kararlılıkla sürdürülüp, sabırla bitirilebilir. Ayrıca planlı çalışma en önemli unsurdur. Planlı çalışırsanız mutlaka başarıyı yakalarsınız.

Hemen pes edip, başladığınız işi yarıda bırakmayın. Yenilginin sebeplerinden en büyüğü, sabırsızlıktan dolayı işi tamamlayamamaktır. Çok çalışmalısınız. Gelecek, oturanın, boş duranın değildir.

Hem can sıkıntısının ilâcıdır, çalışmak... Boş zaman, can sıkmaz mı? Büyük adamların büyük idealleri, küçük adamların ise, küçük istekleri vardır. O zaman emekli olduk diye bir köşeye çekileceğimiz anlamına gelmemeli…

Unutmayalım ki, yenilgiden korkan, başarıyı uzaklardan seyretmek zorunda kalır. Kusursuzluğu değil, başarıyı hedefleyin. Bazen başkasını örnek almakta iyidir. Ancak aynısı değil, kendiniz gibi olmaya çalışmak şartıyla…

Uykuya, yemeğe, oyuna asla esir olmayın...

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları