PARA, ELİMİN K İRİ!

Seni kendine efendi yapana,
Kurtarıcı diye yoldan sapana,
Sözüm odur ki, meclisten dışarı,
Ne fayda görmüş sor Karun atana!

Hakiki gerçek odur ki, insanlar gerçeklerden uzak, aldatıcı bir dünya yaşıyorlar. Hiç kimse bu dünyaya kazık çakamaz. Hiç kimse ölümsüz olduğunu iddia edemez. Ne fakirin fakirliği kalır ne de zenginin parası pulu…

Zenginlik; maddi ve manevi değerlerin kişinin üzerinde çok olması gereken mal ve gönül varlığı değil midir? Yüce Kitabımızda dünya hayatının süsü olarak tanımladığı malları, oğulları, eşleri, akrabaları, makamı, itibarı, zekâyı, güzelliği, sağlığı, kâr getiren ticareti, başarıyı kısacası her türlü nimeti insanı denemek için vermemiş midir?
 
«Doğru olan zengin olmaz» deme ha sakın! Doğruluğu enayilik sanmayasın! Bu idrak yoksunluğu olur. Zira zenginliği Rabbimiz ihsan eder ilmi de dileyen…  Medeniyet ilerledikçe, hayati ihtiyaçlar çoğalır; o nispette de insani hak ve vazifeler artar. Bu yüzden çalışma ve didinmeler bazen kavgaya, dostluklar ayrılığa düşebilir.

Hak, ihmal edilerek gönüllerde ve iradelerde nefsanî arzular galebe edebilir. Yalan, aldatmak, istibdat ve tahakküm gibi meşru olmayan her vasıtaya başvurmak en kısa ve en doğru yol sayılır. Hatta bilginin çokluğu bunu kolaylaştırır.

Böyle bir zamanda istikamet üzere dosdoğru olarak yürümek hakikaten çok güç bir durum… Ne olursa olsun, yanlış yol ile toplum çöküşe geçer. Maalesef, günümüzde insanlar hayaletler gibi dolaşıyorlar. Esen her rüzgâra maruz kalıyorlar. Bu doğru değil...

Yoksul köylü ölmüştü, gözlerini açınca cennetin kapısında buldu kendini… Bir de zengin adam bekliyordu sırada… Bir melek geldi, açtı cennetin kapısını altın anahtarıyla… Önce zengin girdi içeri, bir bando sesi duyuldu ansızın kapının arkasından…

Marşlar çalındı, şarkılar söylendi, sevinç çığlıkları attı cennettekiler. Kapı yine açıldı, sesler kesilince, köylü içeri girdi. Bir melek karşıladı onu,"Hoş geldin köylü kardeş," dedi sadece. “Hani, nerede bando? Neden söylenmiyor marşlar? Melekler neden dans etmiyor? "Ne biçim iş bu?" diye bağırdı köylü.

"Zengin adam girince içeriye şarkılar söylediniz, çalgılar çalarak karşıladınız onu. Ben yoksulum gerçi ama dünyada kalmadı mı yoksulluğum? Herkes eşit değil midir gökyüzünde? "Eşittir," dedi melek… "Zengin de bir bizim için, yoksul da bir… Yalnız unutma köylü kardeş, her gün yüzlerce yoksul gelir cennete ama zengin dediğin yüz yılda bir gelir."

Sözümüz hakkı, batıldan ayıran, fakiri gözeten, malın kölesi değil ona efendi olan zenginlere değil…

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları