PARA KONUŞUR

Huzur; insanlığın en önemli ihtiyaçlarından biridir. Bütün problemlerin başında da huzursuzluk yatar. Huzuru bir anlamda tarif edecek olursak: sağlıktan, geçim şartlarına, davranışlarımızdan, çalışma hayatımıza kadar bütün alanı kapsar. İnsan, dünyaya geldikten sonra, yaşamak için bazı ihtiyaçlara gerek duyar. Örneğin; oksijen, su, yemek gibi…

Günümüzde huzurumuzu bozan o kadar çok olaylar vardır ki saymakla bitmez. Bunların başında; insanlığın barışı ve kardeşliğini tehdit eden savaşlar gelir. Belki sıcak savaşlar pek yaşanmıyor ama soğuk harp denilen teknoloji savaşı, ekonomik açıdan ülkelerin birbirine karşı üstün gayretler içinde olmasını zorunlu kılıyor.

İşte bu nedenle hayatın pahalılığı, insanlığı etkiliyor. Hayat şartları pahalı olunca da yaşamak zorlanıyor ve huzuru bozuyor. Diğer taraftan arkadaşlık ilişkilerinde ters giden davranışlar, çalışmamaktan dolayı derslerimizdeki zayıflık yine huzurumuzu kaçırıyor. Ülke sorunları belki politik olarak bize yansımıyor ama ekonomik olarak huzurumuzu bozuyor. Aile içerisindeki büyüklerin veya kardeşlerin davranış bozuklukları yine huzurumuzu bozan olaylardan birisidir.

Özellikle korunmadığımız veya korunamadığımız hastalıklar, şiddetle bizleri üzüyor. İyileşmeyen hastalıkların sonunda gelen ölümler bizleri huzursuz ediyor. Her şeye rağmen, huzursuzluğu ortaya çıkaran yine insandır.

Bunca problemlerin arasında yaşarken, huzursuzluğu düşünmekten çok, her zaman neşeli ve mutlu olmanın yollarını aramalıyız. Bunun yolu da gayet basittir. Her olayın arkasında kötülük aramak yerine, iyi yönlerini ele almalıyız. Eğer çözülemiyorsa, olayın kaynağını iyi anlamak lazımdır. Bu hayatta çözümsüz hiç bir problem yoktur.

Toplum psikolojisinde artık yer etmiş kimilerine göre çok anlamlı bir cümle vardır. “Paran var mı huzurun vardır” denilir. Oysa paranın da gücünün yetmediği şeyler vardır. İradeyi ikna, gönül meselesi ve özellikle ahret inancı olanlar için kabir suali gibi... Dolayısıyla bu cümleyi manevi açıdan tam olarak doğru bulmak mümkün değildir.

Paranın söz sahibi olduğu yer dünyadır. Para, nefsin ve ihtiyaçların efendisidir. Fakat huzurun efendisi olamaz. Huzur, hür iradeye bağlıdır, paraya değil... Akıl sahibi kimine göre elinin kiridir. Hâsılı, para varsa huzurda var diye düşünmek doğru değildir. Hatta büyük bir hatadır.

Nasrettin Hoca evinin bahçesine birkaç meyve fidanı dikmiş. Fakat akşam olunca bu fidanları söker evin içine alır, sabahları tekrar yerlerine dikermiş. Komşular da Hocanın bu hareketini merakla seyrederlermiş. Nihayet bir gün Hocanın evine bitişik evde oturan komşusu dayanamayarak Hocaya sormuş:

-  Hoca efendi bu nasıl iş? Diye sormuş. Hoca komşusuna hemen cevap vermiş:
-  Ey, başka ne yapabilirim komşum. Ortalık bozuldu. Ne olur, ne olmaz. Huzur için herkesin malı başı altında gerek, cevabını vermiş.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları