RIZKIN PEŞİNDE -2

Herkes, kendisi için takdir edilen rızkını yer, bir kimse başkasının rızkını yiyemez. Kimse kendisi için takdir edilen rızkını yemeden ölmezmiş. İyi ki rızkı Rabbimiz veriyor! İnsan, insana kalsaydı sanırım dünya açlıktan kıvranırdı.  Neyse, konumuza ilişkin hikâyemize devam edelim…

Adam kervana doğru yola koyulduğu sırada hayli meraklanmış ve iyice kafası karıştığı bir anda: “Acaba nasıl bir söz bu? 1000 akçe istediklerine göre kim bilir ne kadar kıymetlidir! Evi yapıp işi kurmaya 2000 akçe de yeter, toprağı biraz az alıveririm. Acaba bu söz ne ki?” Diye içi içini kemirmiş!

Böyle kendi kendine söylene söylene söz satan adamın yanma kadar gelmiş, 1000 akçeyi uzatıp, söyle demiş, o sözü ben alıyorum. 1000 akçeye bir söz satan adam yaklaşmış bizimkinin kulağına, kimselerin duyamayacağı bir sesle fısıldamış:

- Kaderde ne varsa o olur...

Sözü duyunca rengi atmış, benzi uçmuş garibin, ben bunu zaten biliyordum da diyememiş. Neyse... Ha-yal kırıklığına rağmen aldığı sözü bir mücevher gibi 2000 akçesinin yanma koymuş, kervana doğru yürüme ye koyulmuş. Adamcağız tam çarşıdan çıkacakken, birinin daha şöyle bağırdığını işitivermiş:

- 1000 akçeye bir söööz, 1000 akçeye bir sööz...

Kendine kızmayı bırakıp, bu kasabaya, bu çarşı-ya, bu adamlara söylenmeye başlamış. Başlamış ama merak bu kez ümitlerin bohçasına sarılarak düşmüş yüreğine. Kaybetmenin acısı kazanma arzusuyla birleş ince akıl terk eder sahibini. Bizimkinin aklı da, bu sebeple olsa gerek, terk etmiş onu.

Belki bu defa bu paraya değecek bir sözdür... 1000 akçem gitti zaten... Oturduğumuz ev de fena değil aslında... Köy yerinde bin akçe neyimize yetmiyor... Derken, uzatmış parayı, söyle bakalım efendi, demiş, neymiş bu kadar değerli söz?

Parayı alan adam, kimsenin dinleyip dinlemedi-ğini kolaçan ettikten sonra sözünü söylemiş:
- Beyim, gönül neyi severse güzel odur...

Eski zaman hikâyelerine aşina iseniz, kalan 1000 akçenin de bir başka söze verildiğini tahmin etmekte güçlük çekmeyeceksiniz. Uzatmayalım, bizimkinin son 1000 akçesini de koynundan pır diye uçuran son söz de şöyleymiş: “Her şeyin bir vakti vardır, hiçbir şey aceleye gelmez...”

Konumuz devam edecek efendim!

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları