ŞAŞIRTAN KONULAR!

Efendim! Yaşlandıktan sonra halimizi bir düşünelim. Artık vücudunuz sizi taşımaz. Siz onu taşımak zorunda kalırsınız. O halde gençliğimizin kıymetini çok iyi anlayalım, demek geliyor içimden. Herkes böyle der de, nasıl çok iyi anlayacağımızı anlatamazlar bir türlü.
Aslında bunun cevabı çok basittir ama insanoğlu bunu kendi felsefesine göre değerlendirir. Kimisi yemek, içmek, eğlenmek, gününü gün etmek şeklinde değerlendirir, kimisi de bedensel olarak düşünür. Oysa bir de işin uhrevi boyutuna baktığınız da yani Cenabı Hakkın: "Gençliğini nasıl geçirdin?" sorusunu düşündüğünüz de, bu durum daha farklı bir hale geliyor. Artık kararı siz verin.
Zaman, yaşlılık derken aklıma bir fıkra geldi. Adam sigortacıya gitmiş. "Hayat sigortası olmak istiyorum" demiş. Sigortacı şöyle bir süzüp bakmış ve sormuş: "Kaç yaşındasınız?" Adam: "altmışbeş" demiş.  Sigortacı "maalesef” diyerek özür dilemiş, "Altmış yaşını geçenleri sigorta etmiyoruz."
Adam kızmış tabi: "Ne demek bu? Ben kendimi çok dinç ve sağlam görüyorum. Sağlıklı bir insanım." Sigortacı düşünmüş, taşınmış: "Peki efendim, size bir ayrıcalık tanıyalım. Lütfen yarın gelip, bizim doktora muayene olun" "İmkânı yok gelemem" deyince adam, sigortacı meraklanıp:"Niçin?" diye sormuş.
Adam: "Çünkü yarın, babamla maraton koşacağız" demiş. Sigortacı iyice şaşırmış: "O halde Pazartesi gelin" demiş. "İmkânsız, yine gelemem!"

"Niçin efendim, araya hafta tatili giriyor. Dinlenir ve sonunda gelirsiniz."
"Siz benim babamla maraton koşup yorulacağımı mı sanıyorsunuz? Ne münasebet? Pazartesi günü, büyük babam evleniyor!"

Sigortacı bu kez iyice şaşırmış ve inceden alay etmiş: "Maşallah! Siz 65 yaşındasınız, babanızla maraton koşuyorsunuz. Peki, büyük babanız bu yaşta evlenmeye mi kalktı?" Adam biraz kızgın cevap vermiş: "Evlenmeye kalksa iyi! Evlenmek zorunda kaldı. Yani sizin anlayacağınız mecburi evlilik!"
Neyse efendim, bunlar insanları şaşırtan konular… İnsan duyunca “yok öyle şey” diyesi geliyor. Fakat garip ama gerçek! Doksan yaşındaki birinin ölmesini beklerken, vakitsiz öldü diye ölen gencin arkasından üzülmüyor musunuz?
"Ey Rabbimiz!" diyoruz. Bizi ve bizden önce gelip geçmiş mümin kardeşlerimizi bağışla! Kalplerimizde imanlı kardeşlerimize karşı hiçbir kin bırakma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen, çok şefkatli ve çok merhametlisin.
Ya Rabbi! Hakkı yaşamayı ve onu yüceltme yolunda bulunmayı, biz aciz kullarına nasip eyle! Ya Rabbi! Bizim müspet ve menfi bütün his ve fikirlerimizi, senin rızana uygun bir şekilde kullanmaya muvaffak eyle. Âmin.
Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları