SEVİLENLERDEN OLMAK!

Efendim bir önceki yazımızda eski bir Çin atasözünden bahsetmiştik: “Gül veren elde gül kokusu kalır. Sevilen insan sevgisini insanlara veren insandır”.  Böyle diyordu söz... “Ne olurdu sövmek yerine, yapıcı eleştirmek; nefret yerine, sevgimizi verebilseydik!” Demiştik.
Hakikaten sevilmek kadar güzel bir duygu var mıdır? Vardır, o da güvenilmek… Ama hem sevilip ve hem de güven verirse bir insan, ben emin ki bu insan başbakan da olur, cumhurbaşkanı da… Bu konu da iddiamı da sürdürürüm.
Ramazan... Cuma günü... Cuma vakti... Cami... Cemaat tek tük camiye girmekte. İmam kürsüde... Girenlerin arasında... O... Hızır... Hızır (as) da genç ihtiyar arasında onlardan biri gibi gidiyor bir köşeye oturuyor.
Kürsüde imam sohbete başlıyor... Hızır'ın yanına kırklarında bir adam gelip oturuyor. Cami yavaş yavaş dolmaktadır. Adam, bir müddet sonra uyuklar bir vaziyette sallanıyor, ha uyudu ha uyuyacak. Hızır a.s. adamı dürtüklüyor:
-Uyuyacaksın, der.
Adam:
-Uyumam, beni rahat bırak.
Hızır (as) ses etmez, ancak ezan okundu okunacak, adam ha uyudu ha uyuyacak, bir daha dürtükleyerek:
-Uyuyacaksın dedim, der.
Adam:
-Ben de sana uyumam, beni rahat bırak dedim. Rahat bırak beni. Rahat bırak yoksa Hızır olduğunu söylerim. Buradan çıkamazsın. Bu kalabalık sakalında bir tel bırakmaz.
Hızır (as) susar ve gözlerine kapar, boynunu büker Allah'a yönelerek:
-Ya Rabbim! Bu nasıl iştir. Bu kulun benim kim olduğumu bildi. Bu nasıl iştir ki bendeki listede bunun ismi yok… Diye yakarır.
Cevap gelir:
-Sana verilen listede beni sevenlerin isimleri var. O ise benim sevdiklerimden...
Yeter ki Allah’ın sevdiklerinden olsun insan... Sevmek, seviyorum demek bir iddia. İş sevilenlerden olmak… O zaman halkta sever, Hak’da…
Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları