SEVMEK, HERŞEYE RAĞMEN…

Masumi Toyotome üç türlü sevgiden bahsediyor. Birincisi eğer sevgisi. Eğer böyle olursan, sınıfı geçersen vs. seni seveceğim. Bu bize uymuyor. İki numaralı sevgiye çünkü sevgisi diyor. Seni çok seviyorum, çünkü çok güzelsin, çok zenginsin vs.

Ya güzellik gidince, ya zenginlik gidince ne yapacağız? Türkiye'deki evliliklerin %99'u eğer ve çünkü sevgisi ile yapılmış durumda. Hâlbuki Toyotome diyor ki: 'Bu kâinatı yaratan Yüce Rab 'Ey kullarım haketmemenize rağmen size mükellef bir cennet hazırladım.

Şu anda çalışıp kazanamayacağınıza rağmen ben bunu size vereceğim. Bana küfretmenize rağmen size rızık veriyorum. Bana inanmamanıza rağmen size nimetlerimi seriyorum. Günahlarınıza rağmen sizi affediyorum.' Bizdeki tek eksiklik bu rağmen sevgisinin olmayışıdır.

Kadın sıkıntıyla eşine yaklaştı ve sordu:

- Şu konuyu konuşabilir miyiz?
- Hangi konuyu?
- Çocuğumuzun okuldaki başarısızlığını?
- Ne bekliyordun, bu çocuktan adam mı olur?
- Neden olmasın? Biraz ilgilenip destek olsak?
- Peki, ne yapalım?
-  Bir öğretmen tutsak, kursa göndersek!
- Boşuna uğraşma, senin oğlundan adam olmaz.
- Sadece benim oğlum değil.
- Benim işim gücüm var, onunla uğraşamam. Onun için beni meşgul etme, gazete okuyorum!

Kadın düşündü taşındı. Tartışsa mıydı? Israr etse bir kere "Yok" dedi mi "Var" demezdi. Peki, ne yapsaydı? Neden hiçbir problemi konuşup tartışamıyorlardı? Acaba kendisinde mi bir anormallik vardı?

Bu dram çoğu ailede yaşanıyor. Çoğu kadın aynı şikâyetleri ediyor, "Eşimiz eviyle ve çocuğuyla ilgilenmiyor, ailenin sıkıntılarına ilgisiz kalıyor. Karşılıklı konuşamadığımız için de problemler çözülmüyor; problemlerin altında eziliyoruz" diyor.

Hâlbuki Peygamberimiz kızları evlendikten sonra bile onları gördüğünde alınlarından öperdi. Dertlerini dinleyip sıkıntılarına ortak olurdu. Oysa o, Kâinatın Efendisi sadece kızlarıyla ilgilenmez, önemli konularda eşleriyle de konuşurdu...
 


Yazarın Diğer Yazıları