SÖYLEŞİ -3

Efendim! Yazar Nezih Yıldırım’la yapılan röportajı kaldığı yerden devam ediyorum.

* Devletin kurulduğu yeri yurt edinmişiz. Ülkü devlet fikrini ortaya atan bir felsefecisiniz, bu ülkü devletin ulus devletten farkı ne, sınırları nasıl belirleniyor?

* Ülkü devlet, bir ülküye bağlı olan devlet anlayışıdır. Belirli bir soyu esas almayan, ulus devletten farkı bu... Ulus, kandaşlık üzerine kuruludur. Aynı kandan gelen, kandaş toplulukların devletleşmesiyle, o toplum, Yeni Çağ Avrupası'nda "Nasyon" adını alıyor.

Bizde böyle bir kavram yok. Bambaşka bir anlama gelen milletle, sonra Moğolcadan ithal ettiğimiz "ulus"la bunu karşılamaya çalışmışlar. Ulustan kastedilen nasyondur. Türk tarihi bunun zıddı olmuştur. Bu sebepten dolayı yurt da yoktur bizde.

Devletini kurduğu yeri yurt edinmiş. Hâlbuki Nasyon çekirdekli devletlerin toprakları hiç değişmemiş, 3 bin yıla yakın bir zamandır Persler, 4 bine yakın zamandır Çinliler, bin yıldır Fransızlar, Almanlar hep aynı yerdedirler.

* Osmanlı huzuru diye bir kavram var, onu nasıl açıklıyorsunuz?

* Genişleme, yayılma devrinde Osmanlı Türkü, ele geçirdiği topraklarda yaşayanlarda dil, din, kavim farkı gözetmeksizin, 'istimalet' denilen, uyuşma, uzlaşma siyaseti gütmüş. Bu adalet nizamına, Osmanlı barışı yahut huzuru denilmiş. Karışmamış, kimseye dokunmamışız.

* Ruhumuzu verdik, bedenimizi bize bıraktılar. Milli Mücadele sonrasında bize bir takas teklif edildiğini belirtiyorsunuz, neyi takas ettik?

* "Bedeninizi size bırakalım, ruhunuzu verin" dediler, bütün özelliklerimizden vazgeçtik. En önemli vazgeçişlerimiz, laiklikle dinden vazgeçmemiz, asker millet olma özelliğinden vazgeçmemiz, en hayati öneme sahip olan da dilden, Türkçe'den vazgeçmemiz.

Bunu medeniyeti değiştirmemiz için yaptılar. Bütün kültür genetiği dilde saklıdır, kültür genetiğinin DNA'sı dildir. O dil bozulduğu anda geçmişle bütün köprüler atılır. İstediğiniz kadar mimariniz olsun, yemekler kalsın, o dil bitti mi her şey biter. Bizim dille birlikte müziğimiz çok önemli yer tutuyordu.

* Ruhumuzu harbiye, mülkiye, tıbbiye ile mi teslim ettik?

Tabii, orada başladı. Sadece onlar değil tabii, kurulan misyon okulları var. Belli bir ihtiyaç maddesi zorunlu tutuluyor. Mesela bugün giydiğimiz ayakkabıları almaya başladık. Kılık kıyafet devrimi oldu, şalvarın, kasketin, fesin vahşet olduğunu, medeni olmak için pantolon, ceket giymemiz gerektiğini söylediler. Niye fes giydiğimde vahşi oluyorum, şapka giydiğimde medeni oluyorum diye kimse sormamış.

Devam edecek

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları