VAKİT SU MİSALİ…

Vakitler su misali akıp gidiyor… Bu vakitler öyle kıymetli ki; onu harcarken, neyle, kiminle, nerede harcadığınızı bir düşünün! Hatta bu düşünceyi günlük muhasebe haline getirin. Artılar eksiler olacaktır bunu yaparken… Örneğin lafa değil, lafı söyleyene bak! Harcadığın zamana değer mi?
Aslında bu söylediklerimde de bir çıkar ilişkisi vardır. Fakat menfaatçilik yoktur. Faydalanma vardır. Çünkü vakitlerin içinde zamandan kazanmak için doğruların aynı çizgide olması gerekir. Doğrular aynı çizgide değilse o zaman sorun bakalım:
Bir senenin kıymeti nasıldır ey sınıfta kalan öğrenci? Düşünmek bile istemiyorsun değil mi?
Ya sen anne! Şimdi sen söyle? Bir ayın kıymetini anladın mı erken doğumla premature bir bebeği dünyaya getirirken? Zor, değil mi?
Ya ben? Ey yenikonya gazetesi kültür-sanat editörü… Sen anlayabildin mi, günlük altı Word sayfasında harcadığın vaktin değerini?
Ya sen ey yolcu! Bir dakikanın kıymetini treni, uçağı, otobüsü kaçırdıktan sonra anlayabildin mi?
Ya da sen! Bir saniyenin kıymetini şu kazayı kıl payıyla atlatan vatandaş, sen kavrayabildin mi?
Bari sen söyle ey maratoncu? Bir milisaniyenin farkıyla gümüş madalya alıp üzülen atlet, idrak edebildin mi?
Sahip olduğunuz her anı değerlendirelim. Daha fazla değer verelim. Çok özel biriyle zamanınızı harcamaya değecekse harcayın, paylaşın onunla… Şunu unutmayalım ki, zaman hiç kimseyi beklemeye gelmiyor.
Dün artık mazi oldu Yarın ise muamma... Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır. Kıymetini bilelim. Tanıdıklarla bir araya gelince hep lüzumsuz şeylerden bahsederiz. Ya da birini çekiştirme ki bunu daha çok yaparız.
Basit şeylere güleriz! Neden gülüyoruz diye bir düşünebilsek, kendi gülmemize güleriz. Çünkü bu yol cennet yolu, kolay değil. Yol uzak, menzili çok, geçidi yok, derin sular var. Gerçi geçtiğimiz yolların üzerinde pek de derin sular yok, bizim sularımız o kadarda derin değil, az bir gayretle, biraz paçaları sıvamakla geçilecek gibi, öyle değil mi?
Hizmetin önünde koşanların gayretini ve yaptıklarını hafife almak, onlara dil uzatmak bir adeta bir felakettir. Vaktin kıymetini en iyi bilenler, âlimlerdir. Hiç olmazsa onlar değerli zamanlarını boşa harcamazlar.
Herkese bu konuda ciddi sorumluluklar düşüyor, herkes sorumluluğunu yerine getirmek zorunda! Yoksa yüce değerlere, ülkesine ve milletine olan sevgi nasıl yakalanır?  Bırakın şu kendinize âşık olmayı…
Vakit akıp gidiyor… Bu vakit dedikleri öyle kıymetli ki; onu harcarken, neyle, kiminle, nerede harcadığınızı bir daha düşünün! Bir daha…
Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları