VERMEYİNCE MABUD… 1

Rızk; Faydalanılması için yüce yaratıcı tarafından bahşedilen bir lütuftur. Bazı âlimler; rızık, insan ve diğer bütün canlıların sadece beslenip yaşamaları için yedikleri ve içtikleri yiyecek ve içecekler yani besinlerdir derler.

Bazı âlimlerde, tarifini geniş tutarak; bütün canlılara, yiyip içerek gıdalanmaları ve faydalanmaları için lütfettiği şeylerdir, derler. Herkes, kendisi için takdir edilen rızkını yer, bir kimse başkasının rızkını yiyemez. Kimse kendisi için takdir edilen rızkını yemeden de ölmez.

Çalmak, çırpmak, rant için çıkarcılık yapmak, faiz yemek vs. kısaca haramla iştigal edilen her şey rızık ötesi haksız kazançtır. Bu dedenle rızık ötesi durumlara girmek ne İslami ne de insanidir. Haklı karşılığı ise şerefinle dürüst çalışmaktır. Az kazansan bile…

Şüphesiz, rızıklarını elde etmede insanların çalışkanlıklarının rolü vardır. Ancak; Her insanın, kâfir de olsa müşrik de olsa rızkı Allah'a ait olduğuna göre O’nun adaletini sorgulamak biz acizlere düşmez.
 
Bazı zavallılar, “Ben rızkımı kendim yaratırım” gibi sorumsuz sözlerle Yüce Rabbimize hâşâ kafa tuttuğunun farkında değildir. Rızık kazanacağım diye de haram olan şeyleri satmakla, almakla kendilerini temize çıkaramazlar. Haram lokmada, hiç bir hayır yoktur.

Rızık konusu tamamen nasip meselesidir ve dediğimiz gibi Rabbin tasarrufundadır. Gelin bunu “vermeyince mabud, neylesin Sultan Mahmut” hikâyesinden anlayalım!

Sultan Mahmut kılık kıyafetini değiştirip dolaşmaya başlamış. Dolaşırken bir kahvehaneye girmiş oturmuş.Herkes bir şeyler istiyor. Tıkandı baba, çay getir Tıkandı baba, oralet getir. Bu durum Sultan Mahmut'un dikkatini çekmiş.

Hele baba anlat bakalım, nedir bu Tıkandı baba meselesi? Uzun mesele evlat, demiş Tıkandı baba. Anlat baba anlat merak ettim deyip çekmiş sandalyeyi. Tıkandı baba da peki deyip başlamış anlatmaya…

Bir gece rüyamda birçok insan gördüm ve her birinin bir çeşmesi vardı ve hepsi de akıyordu. Benimki de akıyordu ama az akıyordu. "Benimki de onların ki kadar aksın" diye içimden geçirdim. Bir çomak aldım ve oluğu açmaya çalıştım.
    
Ben uğraşırken çomak kırıldı ve akan su damlamaya başladı. Bu sefer içimden "Onların ki kadar akmasa da olur, yeter ki eskisi kadar aksın" dedim ve uğraşırken oluk tamamen tıkandı ve hiç akmamaya başladı.

Ben yine açmak için uğraşırken Cebrail göründü ve Tıkandı baba, tıkandı. Uğraşma artık, dedi.
O gün bu gün adım "Tıkandı baba" ya çıktı ve hangi işe elimi attıysam olmadı. Şimdide burada çaycılık yapıp geçinmeye çalışıyoruz.

Tıkandı baba'nın anlattıkları Sultan Mahmut'un dikkatini çekmiş.

Konumuz kaldığı yerden devam edecek…

Selam ve dua ile…
 


Yazarın Diğer Yazıları