Ya devlet başa ya kuzgun leşe

“Ya devlet başa ya kuzgun leşe” sözü; elde edilecek başarı için, en kötü ihtimallerin ve her türlü tehlikenin bile göze alınabileceğini anlatan deyim. Fakat devlet; bir ulusun varlığını ve bağımsızlığını tam olarak ifade eden bir kuruluştur. İnsanın yaratılışından günümüze, öz güven içerisinde hür yaşayabilmesi için barınacak bir eve ihtiyacı olduğu kadar kendisinin sosyal ve doğasının güvenliğini sağlayabilecek bir idareciye gerek duyar.
Bu gereklilik yaşanılan toprakların üzerinde, onu temsil edecek bir bayrakla ve toprağının bütünlüğünü sınırları çizilmiş bir yurt olarak ismiyle yaşatır. Halkının güvenliği, huzuru ve refah içerisinde yaşayabilmesi bu devlet kavramının varlığıyla mümkündür.
Geçmişten günümüze varlığını sürekli ispat eden ve devletlerin en güçlüsü Türk Milleti, devlet anlayışının en güzel örneğidir. Gerek adaleti ve gerekse ülkü anlayışıyla bunu ispat etmiştir. İşte güzel bir örneği...
“Venedik elçisi Antonio Jüstiniani, Yavuz Sultan Selim'in huzuruna girer. Yeri öpüp itimatnamesini sunar, görüşmesini tamamlar. Ülkesine döndüğünde herkes, adeta bir ütopya medeniyetinin sultanı gibi gördüğü, hayalinde canlandırmaya çalıştığı Cihan Padişahı Sultan Selim Han'ın nasıl birisi olduğunu sorar:
- Göremedim, der Jüstiniani...
Merak ederler:
- Odasına girdiğin, yanına kadar gittiğin halde nasıl göremedin? Jüstiniani şu müthiş itirafta bulunmak zorunda kalır:
- Kılıcı öyle parlıyordu ki, yüzüne bakamadım. Venedik elçisinin bu sözlerini duyan haşmetli hünkâr:
- Paşalarım, der. Osmanlı'nın kılıcı parladığı sürece düşmanların başı daima öne eğik kalır. Amma Allah korusun, bu kılıç bir kınına girer de paslanmaya başlarsa, o zaman işte bu kafalar yavaş yavaş dikilir ve bize bir gün yukardan bakar.”
Halk arasında çok meşhur bir söz vardır. “Devletin malı deniz yemeyen domuz” diye... Bu sözün temelinde menfaatlere dayalı bir art niyet düşüncesi vardır. Böyle düşünen ve düşündüklerini de icraata koyan kimseler de, ne namus ne de vatan anlayışı olamaz. Bu anlayış kendini kandırmaktır. Zira devleti kandırmak mümkünse, buyurun kandırın bakalım!
Çünkü devlet kurumunun temelinde adalet vardır. Devlet doğru olursa, vatandaşı da doğrudur. Kişi kendini kalkındırmak istiyorsa, önce devletini kalkındırmalıdır. Yoksa “bir devleti kurmak için bin sene ister, yıkmak için ise bir saat yeter”. Demişler.
Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları