YALAN CAN SİMİDİ MİDİR?

Yalan öyle bir şey ki, bacaları karartan is gibi, insanların içini de karartıyor. Hani bir söz vardır: “ Yalan dörtnala gider, hakikat adım adım yürür, fakat gene de vaktinde yetişir.” Bir kere yalanın tanımına baktığımızda, en basit haliyle "gerçeğin olduğundan farklı gösterilmesi ya da gizlenmesi" ifadesi ile karşılaşırız.
Şöyle bir soru sorulsa: “Gerçeğin olduğundan farklı gösterilmesinde ne kötülük olabilir?” O zaman, gerçeğin farklı gösterilmesi ya da saklanması özünde kötü ise, insanların hayatlarını kurtarmak, devletin bekasına yardımcı olmak, vb. amaçlar için yapılan farklı gösterme ya da gizleme eylemleri de kötü olmalıdır.
Bunun böyle olmadığı herkesçe malum. O halde söylenen yalanın kötü olması özünde bir kötü değil göreceli olarak kötüdür. Yalan insan ilişkilerinde ortaya çıkan bir durum olduğuna göre yalanın kötü olmasının ölçüde insan ilişkilerini olumsuz yöne sürüklemesine göre olmalıdır.


Yalan söylenen bir durumda ilişkilerin kötüye sürüklenmesi yalanın söylendiği zaman değil ortaya çıktığa zamandır. “Benim için yalan, can simididir.” Diyerek geçici kurutuluşlar yaşanılabilir. Ancak mutsuz olma durumu (yani işlerin kötüye gitmeye başlaması) yalan söylendiği anda değil yalan ortaya çıktığı zaman başlar.


Yalan söylenen kişi gerçeği bilmediği için mutludur. Çünkü kendisine yalan söylenmesinin nedeni zaten bireyin olumsuz duygulara kapılmasını önlemek içindir.(üzüntü, öfke vs.) yalan söyleyen ise işleri istediği yöne soktuğu için mutludur. Durumu incelediğimizde yalanı ilgilendiren kişilerin tümünün mutlu olduğu açıkça görülebilir.
Özellikle bazı ailelerde babaya karşı bazı durumlar saklanır veya söylenmesi mahsurludur diye yalana başvurulur. Gerçek sonradan ortaya çıktığında ise aile içerisinde bir takım huzursuzluklar ve pişmanlıklar başlar. Ya da bunun bir benzeri işyerlerinde olur. Yalan sığınılacak bir kurtuluş değil, aksine durumu daha da zora sokan bir işleyiştir.


Sonuç olarak yalanın kötü olması yalanın söylenmesi ile ilgili bir şey değil, yalanın ortaya çıkması ile ilgili bir şeydir. Yani kötü olan yalan söylemek değil söylenen yalanın anlaşılmasıdır. Bu durumda yalan söylememeye çalışmak yerine, sağlam yalan söylemek ve ortaya çıkmasını engelleyici tedbirler almak daha ahlaklı ve erdemli bir davranıştır. Ortaya çıkması muhtemel yalanların ise hiç söylenmemesi daha uygundur
Yapılan bir araştırma ortalama bir kişinin söylenen bir yalanını çoğu zaman neredeyse şans eseri anladığını göstermiş. İstatistiklere göre ortalama bir kişi karşısındakinin yalanını yüzde 50-90 oranı arasında yakalayabilmekteymiş. Bu da yalancının kendini gizleyebilme maharetine kalmış.

Yine de diyorum ki yalanın ipi kısadır. Yalan öyle zehirli bir oktur ki, hedefini değil, atanı yaralar.

Selam ve dua ile…
 


Yazarın Diğer Yazıları