YALANIN İPİ KISADIR!

İnsanlar yaşlandıkça geçmiş günlerini dile getirmeyi sürekli yaparlar. Geçmiş anılarını anlatmaktan büyük zevk alırlar. Kimileri sohbet maksatlı, kimileri de bir ibret çıkarmak için anlatırlar. Kimileri de iyi-kötü diye düşünmeden övünerek anlatırlar. Üstelik yaptıklarından zerre kadar da pişmanlık duymazlar. Böylesi kişilerin iki önemli özelliği göze çarpar:

Birincisi, gençliğinde işlediği günahları özlemek...
İkincisi, fırsatı olsa aynı şeyleri yeniden yapmayı denemek…

Kurutuluş diye birçok insanın başvur vurduğu yer yalan olur. Oysa yalandan kurtulmanın en doğru yolu gerçeklerdir. Halk arasında yanlış bir inanış vardır. “Gerçek çıkarsa yalana başvur” denilir. Bu zihniyet insanları daha çok çıkmaza sürükler.

M. Gandi'nin: “Gerçeklere uyarak yaşamayı gaye edinenler, ölümden çekinmemelidir.” Diye bir sözü vardır. Ucunda ölüm bile olsa, gerçeklerden korkmamak gerekir. Çünkü gerçekler, en onulmaz badirelerden bir çıkış yolu gösterir.

Yalanın ipi kısadır. Kurtuluş gibi görülse de kişiyi yarı yolda bırakır. Çaresizliği artar ve bir kurtuluş yolu aratmaya başlatır. Sonunda hem düşünce olarak yorar ve hem de manen, bazen de madden yıkmaya başlar.

Yerine göre gerçeği söylemek hata gibi gözükse de, yerine göre de gizlemek hatadır. Gerçekler ortaya çıkarsa, en iyisi yalan söylemek yerine yine gerçeklere dönmek gerekir. Gerçek, bilinmeyen bir konunun ortaya çıkması veya herkes tarafından bilenen hakikatler olarak bilinir.

Gerçekler bilinmedikleri sürece, sevilmezler. İçeriği rahatsızlık verecekse yine sevilmezler. Bilindiğinde kişinin menfaatlerine uygunsa itibar görürler. Gerçek; yalanın zıddı, yalancının korkulu rüyası olur. Fakat ne olursa olsun, ne kadar sır gibi saklanırsa saklansın, sonunda ortaya çıkar.

Çünkü yalan bulutları hiçbir zaman hakikat güneşini gizleyemezler. Bir şekilde yapılan türlü yanlışlar veya hatalar, gerçeği ortaya çıkarmaya engel olamazlar. İnsan hayatı da böyledir. Gerçeklerini saklamakta zorlanırlar.

Zaten her zaman gerçekçi davranmak, dürüstlüğün bir sonucudur. Fakat bazı hallerde her gerçek her yerde söylenmesi de uygun olmayabilir. Uygun değilse, söylenmesi de doğru değildir. Günlük hayatımızdan birkaç örnekle konuyu daha anlaşılır hale getirebiliriz.

Kişi yolda bir yoksula, yardıma muhtaç birine rastlar. Yardım etmek ister, ama yanındaki kişiler o kişiye yardım etmemesini istiyordur. "Boş ver", "Yardım etmek sana mı kaldı?" gibi sözlerle onu vazgeçirmeye, alaylarıyla onu engellemeye çalışırlar. Bazı insanlar da, gerçek ortaya çıksın diye yaptıkları girişimlerin kötü sonuçlar doğurduğu bilinen hakikatlerdir.

Doğruluğuna inanmadığımız veya gerçek olmayan hakikatleri, gerçek diye başkalarına da inandırmaya çalışmak doğru değildir. Çünkü gerçeğin hakkını, sadece hatalar verir. Ya da şöyle diyelim: “Gerçek her zaman bir aynadır, saklanamaz.”

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları