YALANSIN DÜNYA!

“Şu dünyayı anlamak mümkün değil…” Bu sözü insanlar çok kullanırlar. Dünya derken neyi kastederler bilinmez ama herhalde küre şeklindeki dünya değildir. Fakat havasını soluduğumuz bu dünya içindeki küresel yaşamı olabilir mi acaba? Hani bir zamanlar “global” diyorlardı ya! İyi de evrensel olmak, hayatın içindeki maişet sorunlarını çözmüyor ki!

Şu dünya hayatında insan bir yolcu… Dünya durmadan dönüyor, insan da onunla birlikte dönüşü olmayan bir yöne doğru ilerliyor. Daha dün biriyle konuşurken: “Abi, niye böyle oluyor?” Diye sordu. Sonra da benden cevabını almadan devam etti:

- Sorunsuz bir insan var mı mıdır acaba bu dünyada? Bir bakıyorsun, adam zengin ama huzuru yok! Ya da adamın biri çok fakir, parası yok! Yahut her ikisi de var fakat sağlığı bozuk! O zaman bütün bunların bir anlamı olmalı, öyle değil mi?

Ne diyeyim? Öylesine güzel özetledi ki, zaten cevabı içindeydi. Boynumu büküp, garip şekiller vermekten başka yapacak bir şey yoktu. Elbette insan bu dünyanın nimetlerinden meşru ölçüler içinde istifade edecektir. Fakat bunların da geçici olduğunu bilmek zorunda… Yani kazandıklarını biriktir, biriktir sonra da bankaya yatır ve bekle! Kime ne faydası var?

Ben diyorum ki: “Akıllı insan sonunda elinden çıkacak olana bel bağlamaz.” Dünya nimetlerine ve lezzetlerine öyle alış ki, kendini onlara kaptır. Bunları istediğin kadar sev! İstediğin kadar sarıl ki, sonunda ayrılık ateşiniz, sevginiz kadar çok olsun. Buna ne dersiniz?

Yalansın dünya! Evet, bunu herkes bilir! Dünya hem kendi ekseninde ve hem de güneşin etrafında sürekli dönüp durur. Öyle bir durur ki, mıh gibi… Lakin içinde yaşayanlar da bu dünyanın içinde hem kendi ekseninde ve hem de başkalarının etrafında sürekli dönüp dururlar. Sonunda iyi ya da kötü yaşayıp göçüp giderler.

İyi madem göçüp gideceğiz; hiç olmazsa şerefimizle gidelim! Geri de hayırlı evlatlar bırakarak gidelim. Güzel ve faydalı eserler bırakarak gidelim. Bunlar güzel istekler! Bir de tersi var… Bir bankacı söylüyor! Adamın ne eşi, ne çocuğu ne de hayırlı bir hizmeti var. Sadece bankamızda dört trilyon parası var!” Ölünce? (Yorumsuz ama gerçek)

Hayırlı evlat dedik ya; baba sağlığında müzisyense, Fatiha dururken, gidip kabrine sevdiği bir şarkıyı okursa, ne olur? Ya da toprağına su dökeceğine, merhumun en sevdiği içkiyi dökmesi? Alışkanlık olmuş, imam sorar: “Bu merhumu nasıl bilirsiniz?” Gelen cevap, öyle denmezse büyük günah derecesinde anlaşılan: “İyi biliriz!” sözüdür. (Yorumsuz ama gerçek)

Ya şerefimiz ne olacak? Dünyada şerefle bitirilmesi gereken tek düzeneğimizdir hayat, fakat… Fakatını bilemem, bildiğim tek şey bu yalan dünyada şerefimizle yaşamaktır!

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları