YAPMAYIN DOSTLAR

Günümüzde insanlar arasında alışılagelmiş pek çok yanlışlar vardır. Doğru gibi algılanan ama söyleyeni de, dinleyeni de yanıltan… Çok şey biliyormuş gibi sayısız yanlışa doğru imzası atanlar… Oysa şu yeryüzünde ne kadar da çok bilmediğimiz şeyler vardır.

Örneğin diyerek başlarsak arkası gelmez bunların… Gayrette müşkülpesent olanların genellikle kullandıkları ve yattıkları yerde haksız kazanç elde etmek istedikleri için “ne gayreti, eloğlu havadan götürüyor” diyerek kendilerinin haksızlıklarını örtbas etmek isterler.

Gayrı meşru işler peşinde olmak için, mantık yürütmek, günümüzdeki insanın en büyük eksikliği ve yanlışıdır. Dürüstlükten kimse zarar görmez. Belki iftira sonucu olabilse de, bu çok enderdir. Zaten yalan bulutu hakikat güneşini gizleyemez ve gerçekler her zaman ortaya çıkar. Böyle bir zulme uğrayan kişilerinde azmini elden bırakmaması gerekir.

Ülke kalkınmasında da azim ve gayrette üzerimize çok görevler düşmektedir. her şeyi idarecilerden beklememek lazımdır. Üzerimize düşen görevleri bir gayretle yaparsak ve doğru bildiğimizde de azmedersek, sonuç her zaman lehimize olacaktır.

Bir de azıcık ta olsa iyimser olabilsek… Ne kadar tanıdığımızı bile bilmediğimiz biri hakkında “ben onu çok iyi tanıyorum” diyerek arkası gelmez kötü yanlarını sıralamak bir kere erdem değildir. Kaldı ki insan, kırk yıllık eşini bile tanıyamadığı günlere rastlayabiliyor.

Hele yaşadığı şehrin insanlarını genelleme yaparak kötüler dairesine almıyor mu? Evet, istisnalar kaideyi belki bozmaz ama o kadar çok sayıda farklı karakterler var ki, herkeste aynı anda kötü olamaz. Birileri canını acıttıysa, bari masumların canını acıtma!

Yoksa ateşini peşin peşin alır götürürsün öteler diyarına… Hani Behlül Dana, daima Harun Reşid'in yakınında bulunur, çeşitli sebepler hasıl ederek onu uyarırdı. Bir gün Behlül, üstü başı toz toprak içinde uzun bir yolculuktan gelmiş olmanın belirtileri ile Harun Reşid'in huzuruna çıktı. Harun Reşid sordu:

- Be ne hal Behlül, nereden geliyorsun?
- Cehennemden geliyorum ey hükümdar.
- Ne işin vardı cehennemde?
- Ateş lazım oldu da ateş almaya gittim.
- Peki, getirdin mi bari?
- Hayır efendim getiremedim. Cehennemin bekçileriyle görüştüm, onlar "Sanıldığı gibi burada ateş bulunmaz, ateşi herkes dünyadan kendisi getirir" dediler.

Yapmayın dostlar! Söz gümüşse, sükut altındır.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları