YAŞLILARA SAYGI HAFTASI ÜZERİNE…

Bildiğiniz gibi ülkemizde her yıl 18–24 Mart tarihleri arası "Yaşlılara Saygı Haftası" olarak kutlanır. Her insan için değişik mana ve önem ifade eden yaşlılık, hatalarıyla, iyilikleriyle hayatın çok özel bir dönemi...

Yaşlı insanımızın bir özelliği de dün ile bugün arasında adeta köprü kurmuş olmaları… Onlar, gençlerimizin örnekleri… Kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan en değerli varlıklarımız…

Yaşlılık döneminde her insan herkesten saygı ve itibar görmek ister. Zira geçmişinde tüm ömrünü ailesine ve ülkesine hizmetle geçirmiş olduğunu düşünürsek, herhalde buna da hakları vardır diye iddia etmemizde bir beis yoktur.

Herkes yaşlanacak… Herkes bir gün bakıma muhtaç olacak… O nedenle büyüklerime gereken saygıyı ve itaati göstermediğimiz sürece kendi çocuklarımızdan gelecekte bu düşünceleri beklememiz yanlış olacaktır.

Her ne kadar devletin bir takım geri dönüşleri olsa da bunun yeterli olduğunu da düşünemiyorum! Her şeyi devletten beklemek belki yanlış ama bu yaşlı insanların da üretim gücünün sıfır olduğunu düşünürsek, onlardan bir takım çabaların gösterilmesini beklemek te bir o kadar yanlış olacaktır.

Özellikle emekli yaşlıların maaş dengesizliği hala devam ederken, yeniden bir takım iyileştirmelerin yapılmasının gerekliliğini görmekteyim. Ancak devletimizin çalışmaları yaşlılarımızın sorunlarının çözümü ve toplumda hak ettikleri yeri almaları konusunda tek başına kaldıkları da malumdur.

Toplumda bu bilincin yerleşmesi, bugüne kadar olduğu gibi gönüllü kuruluşlarımızın ve yurttaşlarımızın katkıları ile yaşlılarımıza daha iyi yaşama koşullarını sağlayabiliriz. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakması doğru olur mu?

Bilinmelidir ki yaşlılığın gelişim süreci yoktur artık. Sadece, sona yaklaştığının bir göstergesidir. Onlardan aktiflik, zihinsel güç beklemek tamamıyla yanlış olur. İnsanlar doğuyor, yaşlanıyor ve ölüyor. Bu üç aşama insanlığın kaderinde vardır.

Yaşlanma, her insanın hem çok istediği, hem de hiç istemediği bir dönemdir ama yine de elinde olmadan her insan, yaşlılığa doğru koşmak zorunda kalır. Bu kimilerinde bilgelik, kimilerinde ise ölümü gözleme dönemi gibidir.

Hayatı dünya ve ahiret olarak görürsek, ihtiyarlık hayatın sonu değildir. Yaşadığımız her an, kendi hakkını ister. Hadis-i Şerif’te: “Beş şeyden önce, şu beş şeyin kıymetini bilin: Ölümden önce hayatın, hastalıktan önce sağlığın, meşguliyetten önce boş zamanın, ihtiyarlıktan önce gençliğin, fakirlikten önce zenginliğin”. Diye buyurulur.

Bu duygularla tüm büyüklerimizin Yaşlılara Saygı Haftasını kutluyor, yaşam sevinçlerinin hiç bir zaman kaybolmadığı sağlıklı ve mutlu günler temenni ediyor, sevgi ve saygılar sunuyorum.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları