ZEHİR DEĞİL GIDA VER!

Yardım, bir başkasına istenilerek veya istenilmeden yapılan iyiliktir. Yardım anlayışının özünde fedakârlık vardır. Maldan sevgiye kadar her şeyin bir başkasına verilmesi söz konusudur. Bu verme işi bazen, zekât ve fitrede olduğu gibi mecburî olsa da, çoğu zaman tamamen isteğe bağlıdır.

Maddî yardımın dışında, başkalarına söz ve davranışları ile de iyilik yapmak, onlara sevgi ile bağlanmaktır. Yardım yapmakla yoksullar korunmuş olur. Onların maddi ihtiyaçlarının giderilmesi ile fenalık yapmaları da önlenir.

Çünkü fakirlik ve açlık, zayıf karakterli insanları çoğu zaman kötülüğe sürükler; hırsızlık yaptırır; haksızlığa iter. Yardım yapanla yapılan arasında sevgi ve ülfet doğar. Yardım yapılarak topluma kazandırılan kişiler kin, haset, düşmanlık gibi kötü duygulardan kurtulur.

Yardım edilen değil, yardım eden kişi olmalarının daha iyi olduğu malumdur. Sıkıntı ve darlık zamanlarında yardım, anlayış ve sevgi görenler, sıkıntılarını atlatınca çalışıp kazanmaya, alan değil veren kişiler olmaya bakar. Böylece toplumda bir fazilet yarışı başlar.

Tam aksine inanmayanlar için bir aç ile bir tokun aynı safta sevgi ve kardeşlik duyguları ile yan yana bulunabileceklerini düşünmek biraz zordur. Yardımlaşma, zenginlerle fakirler arasındaki uçurumu kapatacağı gibi aralarında bir sevgi ve saygı bağının kurulmasına da sebep olur.

Yardımlaşmanın yaygın olduğu toplumlarda dostluk duyguları güçlü olur; zenginlik ve refah artar, fakirlik azalır, dinimizin hoş görmediği dilencilik ortadan kalkar; hırsızlık ve dolandırıcılık gibi haramların işlenmesi en alt düzeye iner.

Bir de yardım eden çok iyi niyetli kuruluşlarımız vardır. Bu kuruluşlardan özellikle ricam olacak… Lütfen! Yardım olarak aldığınız gıdaların kullanma tarihine çok dikkatli bakın! Günü geçmiş olmasın. Yoksa Allah korusun gıda dağıtayım derken, zehir dağıtabilirsiniz.

Yardım eden aileler içinde küçük bir mesaj içerikli fıkram var. Okuyun lütfen! Yabancısı olduğu kentte bir adam, bir evin kapısını çaldı ve kapıyı açan çocuktan bir istekte bulundu: "Çok susadım ve bu çevrede hiçbir yerde su bulamadım " dedi. "Acaba sizden bir bardak su vermenizi isteyebilir miyim?"

Kapıyı açan çocuk, adama daha güzel bir öneride bulundu: "İsterseniz size ayran getireyim" dedi.
Adam, çocuğun bu önerisini teşekkürle kabul etti. Çocuk biraz sonra elinde büyük bir çanak dolusu ayranla geldi.

Adamın ayranı bir solukta içliğini gören çocuk, bir öneride daha bulundu: "İsterseniz bir daha getireyim" dedi. Adam, çocuğun bu ilgisi karşısında biraz sıkıldı: "Size çok zahmet veriyor olmayayım?" dedi.

"Hayır" dedi çocuk. "Zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik!" Çocuğun bu sözü üzerine adam iğrenerek elindeki ayran çanağını sert bir biçimde yere atıp parçalayınca, çocuk feryadı kopardı: "Anneeee, kapıdaki adam köpeğimizin çanağını kırdı!"

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları