Ülkenin bağımsızlığını idrak edemeyenler
Bu adil bir barış değil
DOĞU İLE BATIYI, MADDE İLE MANAYI, MODERNLE GELENEĞİ, AKILLA VAHYİ, DÜNYA İLE ÂHİRETİ BİRLEŞTİREN YENİ NESİLLER YETİŞTİRMELİYİZ
GÜNDEMİMİZ GAZZE
Mutfaklara kış havası çökmeden “Hal Yasasını’’ halletmeliyiz
İKİ DEYİM
Gidişatı Belirleyici Galibiyet
Kim ne derse desin İYİYİZ
Sapanlar ve Sapıtanların Ağır Vebali (Nahl, 16/25)
EVANJELİST, SİYONİST, KÜRESELCİ AKIL
İspanya Avrupa’nın Yeni Lideri mi Oluyor?
HER ŞEY O’NU HATIRLATIYOR DEMİRDEKİ HİKMET
ASELSAN’a Tarihî Bir Çağrı Milli Akıllı Yapay Zeka İşletim Sistemli Telefon Zamanı Haydi vira Bismillah
Sessizlik, Kabullenme, Vazgeçiş…
ER YA DA GEÇ, MAZLUM KAZANIR, ZALİM KAYBEDER
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Geçen hafta beklenenler oldu Amerikan merkez bankası FED ve Avrupa merkez bankası ECB arka arkaya faiz indirimlerine gitti. Avrupa'daki şartların yüksek faiz indirimine daha uygun olmasına rağmen; Avrupa merkez bankası ECB'nin faiz indirimi 25 baz puanla beklenenin altıda gerçekleşti. Amerikan merkez bankası FED'in faiz indirimi 50 baz puanla beklentiler dâhilinde gerçekleşti.
İstihdam verilerindeki zayıflama, reel sektör üzerindeki finansman baskısının giderek artması ve muhtemel resesyon korkusu nedeniyle her iki merkez bankası da istemedikleri halde faizleri indirmek zorunda kaldılar.
Amerika'daki seçim süreci, büyük şirketlerin ticari aktivitelerinin istihdam maliyetleri nedeniyle Asya ülkelerine yönelmesi, Ortadoğu coğrafyasındaki belirsizlikler, Japonya'daki finansal kriz, Rusya-Ukrayna savaşının uzaması, gıda ve enerji arz güvenliğinin tehlikede olması; faiz indirim kararlarının beklenenden daha erkene alınmasını hızlandırmıştır.
Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar almayı uman bu kurumlar (FED, ECB), alınan bu kararlarla sıkılaştırılmış para politikalarının talebi öldürmekten ziyade istihdamı ve yatırımları öldürdüğünü bir kez daha test edip görmüş oldular.
Uzun süredir dünyadaki birçok finans entelektüeli para arzıyla oynayarak ekonomik sorunların çözülemediğini; radikal olarak başka yöntemlerin denenmesi gerektiğini gündeme getirmeye başladılar. Son yıllarda yüksek enflasyonla ilgili problemlerin çözümü için talebi öldürmekten ziyade arz kısıtlarına odaklanmak gerektiğini söyleyen ekonomistler; üretim üzerindeki maliyet unsurları hafifletilir, mal ve hizmetlere ulaşım kolaylaşırsa enflasyon sorununun daha kolay ve kalıcı olarak çözüleceğini tartışmaya devam ediyorlar.
Avrupa ve Amerika'da faiz indirim süreçlerinin başlamasıyla birlikte; Türkiye'de uygulanmakta olan mevcut ekonomi politikalarından taviz verilmezse, bu durum döviz kurları üzerindeki baskıyı azalacaktır. Uluslararası finansal tercihler daha cazip bir hale getirecektir. Dış piyasalardan borçlanma maliyetleri düşecektir. Yatırım tercihleri açısında uzun vadeli dış kaynak temini kolaylaşacaktır. Doğrudan yatırımlar hızlanacaktır. Türkiye'nin varlıkları daha değerli olacağı için dışarıya servet transferi azalacaktır.
Batılı ülkelerin para musluklarını açmaya başladığı bu süreçte; ülkemize yönelecek kaynak girişlerini günü kurtarmak için değil, geleceği kurtarmak adına uzun vadeli stratejik yatırımlara yönlendirmek zorundayız.
Top artık Türkiye'nin ayağında…
Mutfaklara kış havası çökmeden “Hal Yasasını’’ halletmeliyiz
Altındaki hareketliliğin gerçek sebebi nedir?
Fedakârlık sırası kayıt dışı zenginlerde
Ekonomik boykot insanlık onurunun yanında olmaktır
Piyasalarda öngörülebilir fiyat kavramını allak bullak ettiler
Merkez bankası dezenflasyon sürecine destek verdi
Altın yatırımcıları dikkat!
Büyüme ve enflasyon verilerindeki olumlu gelişmeler umut veriyor
Kripto para piyasaları bir oyun alanı değildir
Carry Trade gibi yöntemlerle gelen sıcak para girişleri felakettir