Nafaka, geçinmek için lazım gelen şeylerin tümü, geçimlik şeklinde tanımlanır. Aile kurumu, toplumun en küçük ve en önemli yapı taşıdır. Ailenin önemine ve toplum yararına olan etkisine binaen kanun koyucu, birçok düzenleme ile aile kurumu gerek evlilik birliğinin devamında gerekse evlilik birliğinin sona ermesinde çeşitli tedbirler ve koruyucu önlemler ile tanzim etmiştir. Nafaka, evlilik birliğinin sona ermesi halinde kanun koyucunun öngördüğü koruyucu önlemler arasında yer alır.
Nafaka artırım davası, nafaka konulu davalar içerisinde uygulamada en sık rastlanan davalar arasındadır. Boşanma ile beraber karara bağlanan nafaka tutarı, günün değişen ekonomisi, sosyal koşulları ve gereksinimleri doğrultusunda kafi gelmeyebilir. Nafaka miktarının yeterli gelmemesi halinde nafaka artırım davası açılarak mevcut miktarın günün şartlarına göre revize edilmesi mümkündür. Nafaka artırım talebinin hakim tarafından dinlenebilmesi adına aşağıda ifade edilen şartların gerçekleşmesi gereklidir:
- Nafaka alacaklısının gereksinimlerindeki artış,
- Mevcut nafaka miktarı ile giderlerin karşılanmaması,
- Nafaka yükümlüsünün mali gücünde yaşanan önemli bir artış.
Türk Medeni Kanunu'nun 176 ve 300. maddesi gereğince nafaka artırım davası açmak isteyen kişilerin nafaka tutarının ileriki yıllardaki artış oranının tespit edilmesini talep etme hakkı da mevcuttur. Bu tespit sayesinde bir ikinci dava açılmasına gerek kalmaz.
NAFAKA ARTIŞI NASIL BELİRLENİR?
Boşanma davası esnasında yahut boşanmanın kesinleşmesi ile birlikte mahkeme, boşanma kararına ilave olarak maddi yönden sıkıntı yaşayacak tarafa ve varsa ortak çocuklara nafaka bağlanması kararını verebilir. Hakim, nafaka tutarını tespit ederken tarafların maddi gücü, çocukların giderleri, günün ekonomik şartları ve sair hususları değerlendirir. Tüm değerlendirmeler neticesinde belirlenen nafaka miktarı, şartların ve ekonomik durumun değişmesiyle birlikte kafi gelmeyebilir. Nafaka miktarının yeterli gelmediği hallerde nafaka artırım davası açılarak nafakanın artırılması talebi söz konusu olur. Nafaka artırım davası TMK md.176/4 üzere ifade edilmiş olup hakkaniyet ilkesi gözetilerek hakim tarafından mevcut nafakanın arıtılabileceği veya azaltılabileceği ifade edilmiştir.
NAFAKA ÖDEMEMENİN CEZASI NEDİR?
Nafaka ödenmesine ilişkin borçlu kılınmış kişi, maddi durumunun nafaka ödemesi için elverişli olmaması nedeniyle veya nafakanın hükmediliş koşullarından birinin ortadan kalkması üzerine nafaka ödemediğini yahut nafaka ödemesinde gerek kalmadığını ispatlamak kaydıyla ilgili mahkemeden nafakanın kaldırılmasını talep edebilir. Fakat bu tür bir durum olmaksızın, mahkemenin nafaka kararına ve hakkında yapılan icra takibine karşın nafaka borcunu ödemeyen kişi hakkında 3 aya kadar tazyik hapis cezası söz konusudur. Bir diğer ifade ile nafaka ödememenin cezası, İcra ve İflas Kanunu hükümleri gereğince üç aya kadar tazyik hapis cezasıdır
Nafaka borçlusu için hükmedilen hapis cezasının kalkması için söz konusu nafaka borcunun ödenmesi gerekir. Bu noktada unutulmaması gereken önemli bir husus bulunur ki bu husus; ödenmemiş nafaka borçları için nafaka alacaklısının 3 ay süre ile şikâyette bulunması mecburiyetidir. Aksi takdirde şikayet hakkı düşer.
İstanbul avukat olarak Harbiye Hukuk Bürosu boşanma davaları ve Nafaka Artırım davası konusunda sizlere yardımcı olmakta ve sorularınıza cevap vermektedir. Nafaka artırım davasına dair gerek yasal süreler gerekse hukuki işlemlere ilişkin herhangi bir hata yapmamak adına İstanbul boşanma avukatı ile birlikte hareket etmek oldukça yararlı olacaktır.
Kaynak: Haber Merkezi