ESKİMİŞ VE ESKİMEYE BAŞLAMIŞ MESLEKLER

Bu büyük Türk sûfîsi için verilen "Evran” lakabının halk düşüncesindeki anlamının, kelimenin mitolojik anlamı olduğuna şüphe yoktur. "Evran” veya "ejder”, tıpkı aslan veya kaplan gibi bir Alplik vasfıdır. Ayrıca tecrübe ve buna bağlı olarak bilgeliğin de simgesidir. Dede Korkut'ta olduğu gibi "heybetli, yüce, ulu, pîr” anlamlarında kullanılmıştır. Nasirüddin Mahmud'a, Ahilerin pîri, Ahilerin ulusu anlamında Ahi Evran denildiği aşikârdır. En azından Türkmen kitlelerin "Evran” lakabını bu anlamda kullandıkları muhakkaktır. Zaten evran kelimesinin mitolojik anlamının yılanla alakası da yoktur. Evran; Orta Asya kozmolojisinde feleğin çarkını döndürdüğüne inanılan, zaman tanrısının bir adıdır. Ahi Evran'a ait olduğu tespit edilen eserler şunlardır. Metâliu'l-İman, Menahic-i Seyfi, Tabsiratu'l-Mübdeti ve Tezkiretü'l-Müntehi, Murşidu'l-Kifaye, Ağaz-u Encam,  Medh-i Fakru Zemm-i Dünya,  Risale-i Arş, Muktebat Beyne Sadruddin-i Konevî, Cihat-Name. Türkistan'dan kitleler halinde Anadolu'ya gelen Türkmenlerden İslâm inancıyla Türk geleneklerini kaynaştırarak orijinal bir sentez meydana getirmeye çalışan gruplar olduğu bilinmektedir. Bunlar, devlete karşı tavır almıyorlar, aksine içtimaî huzurun sağlanması için ona yardımcı oluyorlardı. İslâm dininin koyduğu, İslâmî beynelmilelciliği samimiyetle kabul ediyorlardı. Lâkin İslâm'a aykırı olmayan geleneklerine sıkı sıkıya bağlı kalarak, bunları yaşatmaya devam ediyorlardı. İşte bu grup, geliştirdiği Ahilik felsefesi istikametinde taraftarlarını teşkilatlandırmak amacıyla; Ahi birliklerini kurmuş ve geliştirmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları