Vergiyi tavana yayamazsak krizlerden kurtulamayız
OLAYLARDAN DERS ÇIKARMAK
Doğa’dan Allah’a…
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
Köklerden Kopuş Kültürel yozlaşma
“Bedr’in Arslanları” kadar şanlı idiniz!!!
Yeni Bir Sayfa…
İletişim stratejisi
AZERBAYCAN GEZİSİ İZLENİMLERİ
SİYONİST İSRAİL’İN YIKILACAĞI GÜNLER YAKINDIR
Kazanmak İçin Mücadele Gerek
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
İNSAN BEYNİNİN İŞGAL EDİLMESİ
İKİ DEYİM
Kim ne derse desin İYİYİZ
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Hattat kaleminden çıkan ve şablonla taşa kopye edilen yazıları, estetiği, kıvraklığı ve imlasıyla taşa kazımak, kuşkusuz mezar taşına şekil vermekten daha zor bir sanattı. İlginç bir durum, kapalı türbelere gömülen Osmanlı padişahlarının ayrıca yazılı mezar taşları yoktur. Kabirlerinin üzerlerindeki ahşap sandukanın baş tarafına sarık ya da kavukları konmakla yetinilmiştir. Türbe içine gömülen hanedan mensupları, devlet ricali için de aynı durum söz konusudur.
Başlıklı ve tepelikli mezar taşları arasında en çok dikkati çeken formlar, sadrazam ve vezirlerin kallavi kavuklu, şeyhülislam, kazasker, nakibüleşraf, kadı ve müderrislerin "örf" denen sarıklı taşlardır. Diğer yüksek düzeydeki yöneticilerle din adamları içinse konumlarına göre "mücevveze", "Selimî", "paşalı", "kafesî destar", "kalafat", "katibî', "zerrin külah" vb. başlıklı baş taşı biçimleri öngörülmüştür.
75. YILLIK GAZETECİLİK İLGİM VE YENİ KONYA GAZETESİ
TÜRKİYE SELÇUKLULARI VE KONYA KİTABI
YILDIZ PORSELEN FABRİKASI (ÇİNİ FABRİKA-İ HÜMAYUNU)
YILDIZ ŞELALE
KONYA’DA MODELİSTLİK – STİLİSTLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI