ESKİMİŞ VE ESKİMEYE BAŞLAMIŞ MESLEKLER

II. Bayezid bununla da iktifa etmedi. Mecliste bulunanların, önündeki padişahta da duran eserlerini birbiri üstüne gelmek üzere sıraladı. Sıra şeyhin yazdığı Kur'an-ı Kerim'e gelince bunu kitapların en altına veya en üstüne koymak hususunda tereddüt eder göründü ve ulemanın mütelaasını sordu. Ulema Kur'an-ı Kerim'in en üste konması lazım geldiğini tereddütsüz olarak ittifakla söylediler. Bunun üzerine padişah, şeyh hakkında "ilzam ve latife" yolu ile: -Bu kişinin izafeti ihtiramiyesi kati çoktur. Hazreti Kur'an-i azimüşşanin kitabetini bu kadar ihya etmiş bir fert yoktur. Bu kişiyi sizin tahtiniza nice iclas edeyim, dedi. Padişahin şeyhe meftuniyeti o kadar büyüktü ki, şeyhin eserlerini, yapilan şahane teşvik ve himayeye bir telmih olmak üzere, Bayezid'e atfedenler olmuştur. Böylece Şeyh Hamdullah'in şöhreti ve itibari daima artiyordu. Kendisine mahsus olarak açtığı yazı vadisinde en mükemmel eserleri veriyordu. Fakat, o durmadan çalışırken, seneler geçiyor ve zaman sinsi bir şekilde hükmünü yürütüyordu. Şeyh artık ihtiyarlamıştı. Saçları ağarmıştı ve elleri titriyordu. Şeyh ihtiyarliginda yazdigi eserlerin bazisina koydugu şu ketebe ile halini anlatiyordu: "Ey hakkiyle insaf eden kimse. Bak bunu sultan oglu Sultan Bayezid Han'in katibi; ihtiyarlığında, elleri titrediği, saç1arı ağırdığı ve seksen küsur yaşında bulunduğu halde nasıl yazmış, niçin ile yazmış" diyordu. Bazen de halinden şikayet eder gibi ketebelerini şu şekilde yazıyordu: "Türlü belaya olan Hamdullah","kendisi küçük, fakat günahi büyük Hamdullah". Nihayet bir gün Bayezid'in ikbal yıldızını siyaset bulutları karartmaya başladı. Şehzade hükümdarlığı ele geçirmek istiyordu. Padişaha serhatlerde, at üstünde ve yalınkılıç görmeye alışmış olan ordu sadece ibadetten ilim ve sanat münakaşalarından zevk alan padişahın yerine tam manasıyla muharip ve yiğit olan Selim'in geçmesini istiyordu. Neticede Bayezid taç ve tahtını ası oğlu Selim'e terketmek mecburiyetinde kalınca, Şeyh Hamdullah Selim hakkında biraz da mübalağa ile rivayet edilen hiddet ve şiddet tezahürlerine maruz kalmamak için Alemdağı'nda bir köye çekildi. Kendisini ibadet ve taata terketti. Esasen şeyh, Bayezid zamanında da, sık sık Alemdağı'nda itikafa çekilir ve çok defa padişah tarafindan davet edilmek suretiyle İstanbul'a dönerdi. 

Yazarın Diğer Yazıları