KONYA’MIZIN ESKİ VE YENİ EĞİTİM KURUMLARI

"Hovardalar için”, "bir aile kadın veya kızının topuğuna bakmak kadar alçak, bayağı bir namussuzluk daha yok”tur. "Kötü avrat” bile, asla bir fuhuş malı değildir. Bu durum toplumun, "ırz-namus” anlayışı ile ilişkilidir. Zira ırz ve namus hakkında en küçük bir söylenti dahi, hakkında söylenti çıkanın bir gece içinde sorgusuz-sualsiz "et-yağ” edilmesine (öldürülmesine) neden olmaktadır. Onun için kadının, süslü giyinip sokağa çıkması, "oynaklık belirtisi” sayılırdı. Lafa gelen kadın veya kızın, ne olduğunu kimse sormazdı. Ne olacağı zaten bilinirdi. Asayişi koruma konusunda, 25-30 kişilik bir polis kadrosu Konya'ya rahatlıkla yetmekteydi. Oturak âleminde, kabadayıların kendi aralarındaki çatışmadan başka önemli polis olayı olmazdı. Ayrıca asayişin sağlanmasına, halkın aktif desteği vardı. "Bir hırsız suçüstü yakalandığı zaman ağzı yüzü halk tarafından yoğurtlanır, yıkamak için çeşmeye koşunca taşa tutulur, yüzünü yıkama fırsatı bulamazdı. Perişan vaziyette kaçacak delik arar, yediği taşlardan kafa-göz kan içinde kalırdı. Sonunda memlekette duramaz terkederdi.” Batı Tipindeki Eğitim Kurumları Konya'da 1867'de, biri Rik'a hocası olmak üzere üç muallimli Konya Mekteb-i Rüşdiyesi vardır. Yalnız üç hocadan en kıdemli muallim henüz göreve başlamamıştır. 13 yıl sonra rüşdiye, 4 hoca ve bir bevvablı hale gelir. Sonra Konya Rüşdiyesi'ne, bir Kız Mekteb-i Rüşdiyesi, 1875'te Erkek İlk Öğretmen Okulu (Dârü'l-Muallimin), 1889'da İdadî Mektebi (lise) ilâve olunmuştur38. İlginç olan şudur ki; Maarif Nezareti'nin bu ilk salnamesinde Müslim, gayr-i muslini okulları, kütüphaneler, matbaa ve gazeteler hakkında dokümanter bilgi verildiği halde, Konya medreseleri hakkında her hangi bir kayıt bulunamamıştır. Aynı okullar, ertesi yıl da varlıklarını korumuşlardır. Kendisi de idadi öğrencisi olan İ. Aczi'nin anlattığına göre "İdadi mektebi açılınca medreseliler, bu yeri körlemek için” aleyhte dedikodular yaymışlardır40. Buradan, daha açılış safhasında medreselilerle, medreselere alternatif olarak kurulmaya çalışan Tanzimat sonrası eğitim kurumları arasında, menfi bir havanın bulunduğunu çıkarmak mümkündür. 1917'lere gelindiğinde, Konya, mektep çeşidi yönünden yüksek bir seviyeyi yakalamıştır. Sanat Okulundan, Kız Öğretmen Okulu'na, Hukuk Mektebi'nden bir partiye ait İttihat ve Terakki Mekteplerine varıncaya kadar zengin bir çeşniye sahiptir41. Medreselerde de çeşitlilik bulunmaktadır. Aynı hüküm, ecnebi ve cemaat idaresindeki okullar için de geçerlidir.

Yazarın Diğer Yazıları