OSMANLI VE DÜNYADA ZENAATTEN SANATA

Türk minyatüründe tipler, portreler, genellikle yuvarlak yüzlü ve çekik gözlü çizilir. Bu tiplerine, doğrudan Uygur resminin etkisini gösterir. İran minyatüründe de benzer tiplernelerin görülmesi, İran minyatürü üzerinde Türk etkisiyle açıklanır. Gerçekten de, Abbasıler döneminde orduda görevalan Türklar için kurulan Samarra kentinde güçlü bir resim okulu doğmuş, buradan İran sanatını etkileyen usta sanatçılar yetişmiştir. SelçukluIarın Bağdat'ta kurduklan minyatür okulu da İran ve Doğu minyatürünü etkilerneyi sürdürmüştür. Moğol istilasından sonra TimurluIarın, oradan da Babur İmparatorluğu'nun egemenlik alanlarında minyatür sanatının çeşitlenmesi ve zenginleşmesi, Anadolu'da da Selçuklular, Beylikler ve Osmanlılarla gerçekleşmiştir.

 

İslam minyatürü içinde Türk etkisi, Arap ve Hint minyatüründen daha güçlüdür. Türklerin Anadolu'ya yerleşmeleriyle birlikte Hellenistik ve Bizans kültürüyle tanışma, Yunanca ve Latince eserlerin çevrilerek resimlenmesi, minyatürün konusunu ve anlatım üslubunu zenginleştirmiştir. 

 

Uygur resminin etkisiyle başlayan Türk minyatür sanati, XII. yüzyildan 18. yüzyila kadar Doğu resminde çok önemli bir yer edindi. 

 

Fatih'in sanata ve özellikle resme olan ilgisi, İstanbul sarayında yoğun bir resim faaliyetini başlatmıştı. Ünlü İtalyan ressamlannı saraya davet ederek Batılılar gibi portresini yaptırması, Osmanlı resim sanatının daha sonraki gelişiminde etkili oldu. 

 

Sultanın resim sanatına bu ilgisi yalnız İtalyan ressamIann İstanbul'a ,davet edilmesiyle de kalmadı, resmin yerli sanatçılar arasında da yaygınlaşmasına imkan hazırladı. Fatih döneminden örnekler kalmamış olmasına rağmen, aynı dönemde Edirne Sarayı'nda resimlendirildiği bilinen birkaç örnek günümüze gelebilmiştir. Bunlardan biri Dilsuzname, diğeri Külliyatı Katibı" dir. Bu örneklerdeki resim anlayışının Tebriz, Şiraz gibi minyatür okullanndan etkilendiği görülür. 15. yüzyılda Edirne Sarayı'nda yapıldığı sanılan önemli bir örnek de ünlü şair Ahmedı'nin İskerdername'sidir. Osmanlı padişahlanna da yerveren bu kitabın resimlerinin Türk minyatür sanatında arn bir yeri vardır. 

 

 

II. Bayezid döneminde (1481-1512) sultanın zevkine uygun olarak İran ve Mısır'dan getirilen sanatçılar, İslam minyatür geleneklerini sürdürmüştür. Hatirı'nin Hüsrev ile Şirin' i (1498), Hüsrev-İ Dehle- vrnin Hamse'si (1498), hükümdarlara öğüt vermek için yazılmış Kelile ve Dimne (1495), konusu edebiyat ağırlıklı dönemin minyatürlü yazmalandır. Bursalı Firdevsı' nin Süleymanname'si (1500), minyatürleriyle diğer bir ilginç örnektir. 

 

Saray nakkaşhanesine ait, Islam minyatür okullannin (Tebriz, Herat, Şiraz) et- kilerini gösteren örneklerden biri Iranli tasavvuf şairi FerideddinAttar'in eseri Mantık ü't-Tayidır. 1515 tarihli yazmanın minyatürlerinde süslemeye ağırlık veren bir üslubun görülmesi, Tebriz Sarayı'ndaki sanatçıların Topkapı Sarayı'na getirilmeleri sonucudur. Bu güçlü etkiye rağmen, ince yapılı, iri sarıklı figürler, küme halinde yeşil yaprak ve çiçeklerle tepesi kıvrık selviye benzer ağaçlar, sonraki yıllarda Osmanlı minyatüründe önemli bir grubu oluşturacak ön örnekler olması açısından da ilgi çekicidir. Kanunı Sultan Süleyman dönemin de (1520-1566) edebı serlerde süslemenin ön planda tutulduğu çok sayıda minyatürlü yazma günümüze ulaşmıştır. Ali Şir Nevaı'nin Divan' ı ve Hamse'si, Molla Cami'nin Tuhfetü'I-Ahyafı, Arifl'nin Guy u Cevgan'ı bunlardan birkaçıdır. 

 

Tarih, minyatür sanatında en çok işlenen konulardandır. Osmanlı padişahlarının tarihini beş cilt olarak hazırlayan (1558) tran kökenli şair ve nakkaş Arif' nin eserinden günümüze üç cildi ulaşmıştır. Beşinci ve son cildin konusu Kanuni'nin saltanat yıllandır. 1520-1558 arasındaki olayları anlatan Süleymanname'de imparatorluğun genişleme sürecindeki olaylar 69 minyatürle anlatılır. Ayrıca başka konulara da yer verilir. Süleymanname daha sonra resimlendirilen tarihi konulu yazmalara örnek olacaktır. 


Yazarın Diğer Yazıları