SANAT ve SANATTA İLAHÎ GÜZELLİK

Sanat, iç dünyamızı ses, renk, çizgi ve şekil ahengi içinde madde planına aksettiren bizde hayranlık uyandıran eser ve hareketlerdir. 
 
Türkler’ de hemen bütün güzel sanatlar, mimari, musiki, tezhip ve hat gibi, dünyaya parmak ısırtan ve beşeri olduğu kadar ilahi de olan bütün bu sanat kolları, tevhid merkezinden hareket etmiş birlikçi bir karakter taşıdığından, temeli ve felsefesi kadar tafsilat ve teferruatında hep o tevhid anlayışını ilan ve ihya etmişlerdir. Bugün artık dünya sanat tarihi içinde Türkün ince zevkini, ruh derinliğini ve İslam’a hizmetlerindeki şerefli yerinde, Türk dehasının mahsulü, tefekkür ve içtimaî hayatının aynası olan hat sanatı gibi sanatları canlandırmak ona tarihi mevkiini iade etmek en büyük gayretimiz olmalıdır.
 
Dinin iman ve vecd gibi ulvi heyecanları, ahlaki değerler, milli zevkler, beşeri ihtiras ve duygular kat kat ruh dünyamızı meydana getirir. İşte sanat ve onun bana verdiği ruh coşkusu, bu duygu ve düşüncelerin sembollerle ifadesidir ki, deruni bir hakikati yaşatır ve öğretir. 
 
Dini, milli ve beşeri bütün duygu ve fikirler sanatın mevzuuna girer. Sanatkâr bu içtimaî kıymetleri, dertleri, zevkleri sevinci, nefsinde şiddetle yaşayan, duyan kimsedir ki fertler kendilerini sanatkârda bulurlar.
 
Şekil, renk ve sesle ifade edilmek, istenen ruhun, ıstırapları, sürûru ve güzelliklerdir. Sanat ruh güzelliğinin, madde planında parlaması olduğuna göre, aslında sanat eserlerine hayranlığım, şekle sokulan ruha ve fikredir. “Sanat bir lisandır”. Kökleri mazide olan kahramanlıkların örf, adet, inanç ve müşterek duygu ve düşüncelerin lisanıdır. Sanat beynelmilel değer taşımakla beraber , b,r sanat eserinden, daha çok aynı kültür ve dine mensup insanlar zevk alır. Bir Müslümanın güzel sesli hafızı dinlerken veya mehâbetli bir mâbed karşısında duyduğu mânevi sükutu, bir başka imana sahip kimsenin aynı derecede hissetmesi mümkün değil. Çünkü sanat eserleri, bulunduğu kültür ve inanç çevrelerini tatmin edecek şekilde vücut bulur. Bu sebepledir ki, dünya medeniyeti tarihinde, zaman ve mekana göre, çeşitli usul ve malzemelerle şekillenen pek çok dini ve milli sanatlar vardır. Arap, Yunan, Çin, Japon, Mısır, Germen sanatları gibi. Bu sanatlar tarihi seyr içinde birbirlerini tesir etmekle beraber, her milletin kendi ruhundan, içtimai ve dinî zaruretlerinde bağlı yeni bir şekil aldığı için, o milletin öz sanatı olmuştur.

Yazarın Diğer Yazıları