SANAT ve SANATTA İLAHÎ GÜZELLİK

Osmanlı Devletinin gelişme döneminde inşa edilen ilk camiler basit örneklerdir. Daha sonra gelişen kubbeli cami tipi ise, mekanı tek bir kubbe altında toplar. Osmanlı mimarları, büyük selatin camilerinde, İslami cami geleneği ile Anadolu'nun kubbeli yapı geleneğini birleştirerek yeni bir kubbeli yapı üslubu geliştirmişlerdir. 16. yüzyıldan itibaren, Mimar Sinan ve onu izleyen mimarlar devrinde camiler, gerek yapı sanatı ve dış hatlarının güzelliği gerekse yer seçimi ve kent planlaması bakımlarından en mükemme1 şeklini bulmuştur. Bu camilerde zarif, sade bir zevk ürünü olan çini, mermer, tahta veya sıva üzerine nakış gibi süslemelerin estetik değerleri bir bütün olarak düşünüldüğünü gösterir. Bu dönemde camiler, bir zaviye, bir medrese, bir aş evi, bir hamam,bir kervansaray ve kurucusunun türbesi gibi dini içerikli sosyal düzenin gereklerini yerine getirmek için cami çevresinde yapılan eklerden oluşan çok amaçlı bir külliye haline gelmiştir.. Sultan külliyeleri içinde yüzlerce çalışanı olan ve on binlerce insana hizmet veren dev sosyal tesislerdir. Bu üslubun en olgun yapısı olarak, İstanbul’da Mimar Sinan tarafından inşa edilen Süleymaniye Camisi gösterilir. 

 

Caminin en göze çarpan unsuru olan minareler de , ilk çan kuleleri gibi belirli bir yerde olmayıp bazen binanın bir köşesinde bazen de başka bir tarafında bulunurlar. Suriye'de geleneksel minareler, kesme taşlarla inşa edilmiş kare planlı kulelerdir. Memluk döneminde Mısır'da inşa edilen minareler en altta kare, ortada sekizgen bir bölüm ve en üstte de küçük bir kubbe- si bulunan silindirik bir bölüm olarak üç belirgin bölüme ayrılmıştır. Güneydoğu Anadolu'da Türkler tarafından yapılan ilk camilerin taştan inşa edilmiş minareleri şekil bakımından Asya Türk geleneğinin, süslemeleri bakımından Arap mimarisinin özelliklerini yansıtır. (İslam Ansiklopedisi, Mescid Maddesi, Cilt 8, s. 102). Osmanlı döneminde, kare planlı bir kule şeklindeki bu minarelerin yerini, sekizgen veya silindirik gövdeli minareler almıştır. ince, uzun gövdeleri sivri bir külahla son bulmaktadır. Her caminin genellikle bir minaresi vardır. Ancak büyük kentlerde, iki, dört ve hatta altı minareli camilere rastlanır. 


Yazarın Diğer Yazıları