KIBRIS NEREYE KOŞUYOR?
Dünya arayışta... Demokrasi artık en iyi yönetim şekli değil
Gönül kapısının anahtarı, Rahmete Açılan Bir Sefer Tövbe
Ekonomide Yüksek Teknoloji Ürün Üretimine Yönelik Zihinsel Dönüşümü Tamamlamakta Geç mi Kalıyoruz?
BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
Değişen Gerçeklik Algoritması
SADREDDİN KONEVİ’NİN EVRENSEL MESAJLARI
Münafıklık kötü müdür?
KALKINMA YOLU, PKK’NIN SONU
Meğer kuzuyu kurda emanet etmişiz…!
İSLÂM DİNİNDE ZORLAMA VAR MI, YOK MU?
KALİTE
Dinin Geleceği
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Konyaspor’da Düşüş Alarmı, Sorunlar Derinleşiyor..
Samimiyet Zedeleyici Mağlubiyet
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Azgın azınlığın sürekli teyakkuzda olduğu, sürekli saldırdığı; mütedeyyin kesimin de daima savunmada kaldığı, kendisini haklı çıkarmaya çalıştığı tuhaf bir zaman diliminde yaşıyoruz son yüz yıldır.
Ülkemiz düşmanların işgalinden topyekûn bir mücadele ile kurtarılmış ama köşe başlarını tepeden indirilenler tutmuş.
Cephede savaşanlara; mallarıyla, canlarıyla, çoluk çocuklarıyla düşmana karşı koyanlara hiçbir şey verilmemiş.
Koca Seyit mesela?
Dünya savaşının kaderini değiştiren adam, köyüne dönüp ormandan odun çekmeye devam etmiş.
Peki, kimler söz sahibi olmuş?
Kimler zengin olmuş?
Yüz yıldır devletin en önemli kademelerinde görev alanlar kimler?
Devleti yurt dışında temsil edenler kimler?
Bunlardan hangilerinin kurtuluş savaşında bir yakınlarının hikâyesi var?
Hangilerinin dedeleri şehit ya da gazi olmuş?
Holding yönetenleri getirin gözünüzün önüne… Hepsi tepeden inme zengin olmuş. Hepsi ülkenin en önemli kademelerinde görevler almışlar…
Basın onların elinde yüz yıldır. Sanat onların elinde, sinema onların elinde, televizyon onların elinde, sahneler onların elinde…
Şimdi de sosyal medya onların elinde…
İstedikleri gibi saldırıyorlar, istedikleri gibi itibar suikastı yapıyorlar, istediklerini elde ediyorlar.
Elde edemediklerinde de feryatları ayyuka çıkıyor.
Devleti yönetenlerden tutun da en masum vatandaşa kadar herkese istedikleri gibi hakaret ediyorlar, gıkını çıkarana da dünyayı dar ediyorlar.
Kendilerine yapılan en ufak bir eleştiriyi bile kabul etmiyorlar, anında yargının yolunu tutuyorlar, hakaret eden olursa vay başına gelene…
Ama kendileri istedikleri gibi yalan söylemenin, istedikleri gibi hakaret etmenin, istedikleri gibi manipülasyon yapmanın keyfini sürüyorlar.
Bu azgın azınlığın düşmanca tavır sergilediği muhafazakârlar ne yapıyor?
Onlar da ne yapsın işte?
Birbirine düşmüş, birbirinin paçasından çekmeye çalışıyorlar.
Aynı camide saf tutuyorlar omuz omuza, dışarı çıkınca bir kesim, azgın azınlığın safına geçiyor.
Bir Müslüman düşünün… Zinayı serbest bıraktı diyerek karşı çıktığı bir lidere zina savunucularının safından hakaret ediyor.
Aynı Müslüman, faizi yasaklamadı diye karşı çıktığı kesime, faizden başka sistem bilmeyenlerin safından hakaret ediyor.
E bunu gören azgın azınlık ne yapsın?
Bunlar kendi aralarında birlik olamıyor ki deyip saldırdıkça saldırıyorlar. Saldırırken de en fazla kimden destek görüyor dersiniz?
Kimden olacak, azgın azınlığın safındaki Müslümanlardan…
Sultan Abdulhamid'e saldıranların da en büyük destekçisi dönemin Müslüman münevverleriydi…
Müslümanlar kendi içlerinde birlik olmadıkça azgın azınlık köşe başlarını tutmaya, algıyı yönetmeye, insanları yalanlarına inandırmaya devam edecekler.
Önce küfür tek millettir deniyordu, şimdi değişti:
Küfür ve münafıklık tek millettir…
Münafıklık kötü müdür?
Her iki taraf da adaletten şikayetçi
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
İletişim stratejisi
Ülkenin bağımsızlığını idrak edemeyenler
Hem şeftali hem motor üretmek (Teknofest günlüğü)
Zehirli gelecek gelmesin
Haklıymış gibi tartışmaya çekenler
Görgüsüzlüğün göstergeleri
Laik hutbe verelim