HÂLLERDEN HÜKÜMLERE BİR YANILGIYI ANLATMAK
AKLIMA TAKILAN DELİ SORULAR
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
Sancımız GAZZE…
Görmemek için kör olmak lazım
DOHA SALDIRISI İSLAM ÂLEMİ’NİN 11 EYLÜL’ÜDÜR.
Zehirli gelecek gelmesin
AİLE; GÖZ AYDINLIĞI VE CENNET VESİLESİDİR
Piyasalarda öngörülebilir fiyat kavramını allak bullak ettiler
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
VİCDAN
Yeterli ve Dengeli Bir Eğitimle İki Kanatlı Çocuklar!
Kendine Yenilen Konyaspor
Milli Takım Konya’yı, Konya Milli Takımı sever
HAYATIN ANLAMINI KAVRAYAN İKİ ŞAHSİYET KUSS B. SAİDA VE EBU’L-BEKA ER-RUNDÎ
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Linç Edilen Hekim ve Sessiz Çoğunluğun Feryadı
Rakamlarla Otomobil Piyasası
BASIN DİLİ
Türkiye'de Abdulhamid'ten beri ilk defa basına karşı ciddi anlamda acımasız davranılıyor.
30 yıllık istibdat dönemi olarak nitelendirilen baskıcı döneme bile rahmet okutacak derecede basın susturuluyor bu ülkede.
AK Parti 14 yıllık iktidarında basın özgürlüğü konusunda iyi bir karne veremedi, bunu hangi Türkiye düşmanına sorarsanız sorun o da aynısını söyler!
Şöyle geriye doğru giderek düşünün…
Ak Parti veya Erdoğan'ı eleştiren hangi gazeteci susturulmadı?
Hangi muhalif gazete kapatılmadı?
Sadece gazeteler değil, dergiler de hakeza öyle…
Sadece yazılı basın değil, görsel basın yani televizyonların ekranı karartılmadı mı?
Sosyal medyada tek bir tane Erdoğan'ı eleştiren bulabilir misiniz?
Erdoğan'ın talimatıyla cezaevlerine atılan gazeteci sayısını duysanız şok olursunuz…
Türkiye maalesef basın özgürlüğü konusunda sınıfta kalmıştır.
Çağdaş dünyaya ayak uydurmayı istiyorsak, Avrupa Birliğine girmek, dünya devleti olmak istiyorsak, basın özgürlüğü konusunda yeni atılımlara ihtiyacımız var…
Örneğin, muhalif olan gazete ve televizyon yöneticilerini, gazetecileri, köşe yazarlarını, muhabirleri, spikerleri rahat bırakmamız, istedikleri şekilde Ak Partiyi ve Erdoğan'ı eleştirmelerine izin vermemiz gerekiyor ülke olarak.
Siyasilere de ciddi bir eğitim verip, eleştirilerden olumsuz etkilenmemeleri gerektiğini anlatmamız gerekiyor.
Hele ki, ciddi bir muhalefet partisinin olmadığı düşünülürse, basının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.
Muhalif basına eleştiri kapılarını sonuna kadar açalım ki, eleştirmenin, yanlışı görünce düdüğü çalmanın önemini iyice idrak etmelerini sağlayalım ki;
Türkiye'deki muhalif basın, terör örgütlerine destek vermenin, ülkenin sırlarını ifşa etmenin, devleti yönetenlere hakaret etmenin hatta ana avrat küfür etmenin gazetecilik olmadığını anlasınlar.
Gazeteci dediğin halkın doğru haber almasını sağlar. Yanlışı eleştirir, -isterse- doğru işlere de destek verir.
Evet, Türkiye'de basın özgürlüğü yok.
Çünkü Türkiye'de doğru dürüst basın yok!
Hükümetin yanlışını da, doğrusunu da görmezden gelen kim olursa olsun gazeteci olamaz…
Gazeteci özgür olmalıdır ki eleştirsin.
Kimisi hükümete göbekten bağlı yanlışı göremiyor, kimisi de Pensilvanya ayısına bağlı doğruyu göremiyor.
Özgür basın Hakka, adalete, vicdana bağlı olmalıdır…
Zehirli gelecek gelmesin
Haklıymış gibi tartışmaya çekenler
Görgüsüzlüğün göstergeleri
Laik hutbe verelim
Bağırarak suç bastırmak
Muhaliflerin sevdiği rakip siyasetçi
Yanlış tercih heba eder yılları
Teröre gerçekte kimler karşı?
Lider dediğin hakaret eder!
Ülkeyi soyanlar rahatsız