İSTERSEN SULHU SALAH, HAZIR OL CENGE!
Devleti zayıf göstermenin bedeli
SİYONİST İSRAİL ZULMÜNE KARŞI GAZZE’NİN, İRAN’IN YANINDAYIZ
DİRENİŞ POSTUNA BÜRÜNEN İHANET
Türkiye’nin gıda güvenliği Konya’ya bağlı
Amerika Yalan Söylüyor
BU SAVAŞ, SADECE İRAN VE İSRAİL SAVAŞI MI?
KAYGAN ZEMİN
“Anadolu Mayası” Sütü Yoğurda Dönüştürmüştür.
VİCDAN YELKEN AÇTI
İSLAM KÜLTÜR VE EDEBİYATINDA SEYAHATLER ÜZERİNE KISA BİR SEYAHAT 3
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Nisan Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
Gençler nereye gidiyor? Hem soru hem sorun…
Bu soru özellikle muhafazakâr kesimi daha çok ilgilendiriyor.
Neredeyse "Bir mehdi gelse de bu soruna bir çare buluverse.” diyecek durumda herkes.
"Gençler mi haklı, ebeveynler mi haklı, gençleri bu duruma kim soktu?” konusuna girmeyeceğim.
Ortada bir sorun var zaten, bu sorunu tek başına çözecek olan ne mehdi ne devletin alacağı stratejik önlemler ne de ebeveynlerin tutum değiştirmesi.
Şunu kabul edelim önce, gençlerin bu duruma gelmesi için her birimiz elbirliği yaptık.
Freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı inen teknolojinin getirdiği kötülüklerin altında ezilen gençler çığırından çıktı.
İkinci olarak da biz Müslümanlar doğruluk ve dürüstlük konusunda iyi sınav vermedik.
Kimimiz tamahkârlık etti, kimimiz önceleri yerdiği ne varsa hepsini yaptı, kimimiz güç sarhoşu oldu, kimimiz de varlıkla sınandı ve sınavı kaybetti.
Gençler tüm bunları bizzat müşâhede etti.
"Kalk yavrum namazını kıl.” diyen babaya güldü kimi gençler müstehzi bir ifadeyle.
Çağın getirdiklerini de düşünürsek…
İletişim çağında gençler ellerindeki telefonla kısa videolar izleyerek Müslümanlara düşman oldular.
Çünkü kısa videoların çoğu İslam karşıtı konuları ele alıyordu.
Muhalefet partilerin; özgürlük, dürüstlük, hak, hukuk, adalet söylemlerine ve hatta faşizan tutumlarına da kapıldı gençler ve onlardan yana tavır almaya başladılar.
Bunlar olağanüstü değil olağan şeylerdi.
Olağanüstü dersek gözüne far tutulmuş tavşan misali ne yapacağımızı şaşırırız. Olağan diyeceğiz ki gerçekten öyle.
Boca edilen bunca kötülüğe kimse kayıtsız kalamazdı. Gençler de kalamadı.
Ama gençlere şunları da anlatmamız lazım:
Muhafazakârlar iktidardan düşerse bolluk, refah devam etmeyecek, oturduğunuz yerden her öğün yemek siparişi veremeyeceksiniz, istediğiniz marka telefonu alamayacaksınız.
Geçenlerde bir arkadaşımla bu konu üzerinde kafa yorarken ona şunları anlattım:
Gençlerin birçoğu ülkede olan biteni iyi gözlemliyor.
Bakmayın siz ‘gençler analiz yapamıyor' dediklerine.
Kimin dürüst, kimin yalancı, kimin hırsız olduğunu ayırt edebilen gençlerin sayısı hayli fazla.
Önümüzdeki dönemlerde ülkeyi kim yönetirse ona göre şekillenecek gençler.
Seküler kesim yönetirse o kesimin yönetim tarzı belirleyecek gençlerin durumunu. Belediyeleri yönetenler ip uçlarını verdi şimdiden.
Gençler yaşları olgunluğa erişmeye başladıkça seçimlerini yaparken daha dikkatli olmak zorunda kalacaklar.
"Belediyeleri kim yönetirse yönetsin ülkenin durumu zaten iyi, biz her koşulda rahat ederiz.” diyemeyecekler.
Çünkü ülkeyi kötü yöneten uzun süre kalamaz koltuğunda.
Gençler de ona göre kendi konumlarını gözden geçirip kararlarını verecekler.
Kimisi aslına rûcu edecek, kimisi kendine göre duruş sergileyecek kimisi de rüzgârın tayin ettiği yöne gidecek.
Bize düşen aslına rûcu etmeleri için onlara davranışlarımızla örnek olmak…
Biz seferden sorumluyuz.
Zafer Allah'tan.
Devleti zayıf göstermenin bedeli
Aile Yılı ayrılık yılı olmasın
Muhalefet iktidara gelebilir mi?
Başkasından bekleme kolaycılığı
Milletle ters düşenler
Mağduriyetiniz kabul edilmemiştir!
Düşmanıyla yoldaş olanlar
Kendi eliyle küçülen muhalefet
Dilli şeytan
Eski Türkiye güzeldi be!