AHLAK VE VİCDANIN SESİ MISIRLI YAZAR MUSTAFA LUTFİ EL-MENFALUTİ
SOKAKLARIMIZ YABANCI, TABELALARIMIZ SUSKUN, KULAKLARIMIZ ESİR
ÖZÜ SÖZÜ BİR GÜVENİLİR ÖRNEK DAVA ADAMI OLMAK GEREKİR
Sessiz Çoğunluğun “Temiz Eller“ Manifestosu
YAŞANMIŞ İBRETLİK BİR OLAY: “İKİ KARDEŞ BİLMEDEN EVLENDİ.”
İncitici ve Kahredici Mağlubiyet
Çağdaş Atan’ın Konyaspor karnesi! 6 maç tek galibiyet
OECD, IMF, S&P,FİTCH, MOODY’S bir kere de yanıldık deyin be!
CUMHURİYET OLMASA BİZ OLMAZ MIYDIK?
Dinle Neyden/Gönülden
EĞİTİMDE BİR MİLAT BAŞLAMALI MI?
TEKNOKRATİK TEK DÜNYA DEVLETİ
MEVLANA’YI ANLAMAK
Konya’nın Taşına Toprağına İsmi Yazıldı
TERAZİ
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
Bocuk Gecesi Cadılar Bayramı’na Karşı
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Yunus'u günümüze çağırsak,
Mevlana'yı çağırsak,
Hacı Bektaş Veli'yi çağırsak…
Ve onlardan ülkemizin herhangi bir ferdi gibi davranmalarını istesek…
Nasıl bir sonuç elde edebiliriz?
Mesela;
Sizi asacağız, sizi keseceğiz, size hayat hakkı tanımayacağız, diyenlere karşı nasıl bir tavır sergilerlerdi acep?
Yaradılan'ı hoş görür müydü Yaradan'dan ötürü Yunus?
"Hele bir fırsat bizim elimize geçsin görün o zaman.
Size neler yapabileceğimizi havsalanız bile almaz” diyenlere karşı ne düşünürdü Mevlana?
Hiç kimseyi ayıplamayın diyen Hacı Bektaş Veli bu güruhu görse ne derdi?
Bir yandan diyoruz ki:
"Onlar ne yaparlarsa yapsın, onlar ne derlerse desin biz onlar gibi olmayacağız, onların yılan dilini kullanmayacağız, onlar gibi hareket etmeyeceğiz…
Onların seviyesine düşmeyeceğiz…
Zaten onların derdi de bu!
Kendi seviyelerine düşürüp bizleri oradan vurmak…”
Bunları söyleyip gönül rahatlığıyla dalıyoruz uykuya…
Sabah kalkıp bir bakıyoruz ki…
İşitmediğimiz hakaret kalmamış, tehdidin her türlüsü edilmiş…
"Fırsat bize geçince…” Bakın bu cümle oldukça önemli…
Peki, fırsat şuan elinde olanlar neden bunlara bir şey yapmıyor?
Yapamıyorlar mı?
Korkuyorlar mı?
Hayır!
Onların çirkef diliyle, onların tehdit diliyle konuşmak, onların yapmak istediklerini yapmak, fırsat elinde olanlara yakışan bir davranış değil.
Peki, onların tehdit diline, kutuplaştırıcı diline, sürekli parmak sallamalarına karşı neler yapılabilir?
Bunun yollarını aramalıyız aslında.
Ağırdan bir ayağa kalksan kaçacak delik arayacak olanlar klavye başında önüne gelene hakaretler yağdırıyor!
Devletin bunlara karşı yapacağı şeyler elbette vardır.
Ama bizler toplum olarak neler yapmalıyız?
Kutuplaşmayı iyice derinlere mi indireceğiz?
Ne olacaksa olsun mu diyeceğiz?
Azdan az çoktan çok gider mi diyeceğiz?
Ben bunlarla kıyamete kadar kutuplaşırım arkadaş mı diyeceğiz?
Ve bunları dedikten sonra ne olacak?
Bir yol bulmamız lazım.
Orta bir yol…
Ortak bir yol.
Bir işe yarayacağından değil ama yine de söyleyelim:
Azgın dili kullanan kim varsa, kimden olduğunun bir önemi yok…
Liderlerinin kendi taraftarlarını sağduyulu olmaya davet etmek gibi bir zorunluluğu var.
Ey azgın dil sahipleri!
Yarın herkes kendisini kurtarır ama olan sana olur, bana olur!
Sana sufle verip de seni azdıranların, sana azgın dil kullandıranların derdi ne biliyor musun?
Derin fay hatları oluşturup seni beni birbirimize kırdırmak ve fay hattını çatlatıp ülkede siyasi deprem oluşturup ülkeyi karıştırmak ve nihayetinde de bölmek…
Bunu anladığın an çok geç olacak!
Sessiz Çoğunluğun “Temiz Eller“ Manifestosu
Milletin Sinirini Bozmayın!
İddia ediyorum boş iddianame!
Aileyi madde planında kurtarırken
Torpil iyi işlere gölge düşürüyor
Mülakat sistemi değişiyor mu?
Modern ihtiyar heyetleri: Sosyal medya ve ilişki danışmanları
Münafıklık kötü müdür?
Her iki taraf da adaletten şikayetçi
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek