AKLIMA TAKILAN DELİ SORULAR
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
Sancımız GAZZE…
Görmemek için kör olmak lazım
DOHA SALDIRISI İSLAM ÂLEMİ’NİN 11 EYLÜL’ÜDÜR.
Zehirli gelecek gelmesin
AİLE; GÖZ AYDINLIĞI VE CENNET VESİLESİDİR
Piyasalarda öngörülebilir fiyat kavramını allak bullak ettiler
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
VİCDAN
Yeterli ve Dengeli Bir Eğitimle İki Kanatlı Çocuklar!
Kendine Yenilen Konyaspor
Güçlü Aile, Güçlü Toplum. Aileyi yaşat ki toplum yaşasın.
Milli Takım Konya’yı, Konya Milli Takımı sever
HAYATIN ANLAMINI KAVRAYAN İKİ ŞAHSİYET KUSS B. SAİDA VE EBU’L-BEKA ER-RUNDÎ
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Linç Edilen Hekim ve Sessiz Çoğunluğun Feryadı
Rakamlarla Otomobil Piyasası
BASIN DİLİ
Marjinal seküler kesiminin rakiplerine karşı -bilerek ya da bilmeyerek- geliştirdikleri bir şey var.
Bunu bilerek uyguluyorlarsa işlerine yarıyor, bilmeden yapıyorlarsa da öyle…
Gezi olaylarından ve LGBT yürüyüşlerinden hatırlayın.
Rakiplerinin bunlara diyecekleri ne varsa hepsini pankarta taşıdılar. O pankartları da göğüslerini gere gere ellerinde taşıdılar.
Buraya en ehveni şer olanların bile örneğinin alınamayacağı cümlelerle yürüyüş yaptılar.
Böyle aşağılık bir duruma kendilerini düşürme sebeplerinden biri şu olabilir:
"Biz sizin tanımlayacağınız ‘şeylerin dibindeyiz' sizin bizi herhangi bir şeyle nitelendirmenize gerek yok, bu hakkı sizin elinizden alıyoruz.”
İşe yaramadı değil.
Bunlara karşı olanlar o pankartlardaki yazılan ifadeleri okuyunca öylece kalakaldılar.
Düşünsenize "Ben dangalağın tekiyim.” diyen birine "dangalak” derseniz gülerler.
Bunları neden hatırlatma gereği duydum?
Haberleri okurken gözüme bir cümle takıldı.
Söylediği yalanlarla çevresindeki insanları "konsolide eden” onların dağılmasını, beyinlerinin işlevsel hale gelmesini önleyen "yandaş” bir gazeteci mealen şu ifadeleri kullanmış:
"Biz laikleri sevmeyenler, mağlup ettiklerimizin ülkede kalan torunlarıdır.”
Bu cümleyi Binali Bey (Yıldırım) okusaydı…
Ben bu tespitin neresini düzelteyim, diye isyan ederdi.
Bunlara cevap vermek ya da aksini ispat için uğraşmak zaman israfı biliyorum ama bunların da kayda geçmesi gerekiyor.
Zira etrafındaki "beyni işlevsiz” kitleye inanan, onların yolundan gitmeye çalışan yığınlarca genç var.
Önce şu soruyu sormak lazım. Siz kimsiniz ve Kurtuluş Savaşında neredeydiniz? Kurtuluş Savaşı fotoğraflarına göz gezdirin kadınlı-erkekli size benzeyen kaç kişi görürsünüz?
İkinci soru:
Mağlup ettik dedikleriniz kimler?
Yunanlılar mı, İngilizler mi?
Fransızlar mı, İtalyanlar mı?
Ruslar mı, Ermeniler mi?
Şayet bunları kastediyorsa hanımefendi, bunlara benzemeye çalışanların, bunlar gibi yaşam sürenlerin hepsi laikler ve marjinal seküler kesim. Yalan mı?
Bunların isimlerini çocuklarına koyanlar da laikler…
Mesela "Çocuğunuzun adı Yorgo olurdu.” diyenlerin çocuklarına koydukları isimleri araştırabilirsiniz.
Bunların en büyük özellikleri manipüle etmek.
Muhafazakâr kesim bunlara hangi cümlelerle karşı koyuyorsa, hemen o cümleyi alıp kullanmaya başlıyorlar.
Uyanıklıkları bile taklitçiliğe dayanıyor.
Bunlardan bir tanesi de çıkıp demiyor ki…
"Ya bak bilmem kim hanım… O mağlup ettiğimizi düşündüğünüz kimselerle aynı hayatı yaşamıyor muyuz biz? Niye böyle saçma sapan cümleler kurup da bizleri rezil ediyorsun?”
Ama kabul etmek lazım.
Oksijene ihtiyaç duymadan, bunca yıl bir arada yaşayıp gidiyorlar, kendileri gibi düşünmeyenlere hakaretler yağdırıp kendilerine hakaret edenlere de "İnsanları kutuplaştırıyorsunuz” diyorlar.
"Türkiye'de her şey olabilirsiniz ama rezil olamazsınız.” sözünü haklı çıkarırcasına…
Zehirli gelecek gelmesin
Haklıymış gibi tartışmaya çekenler
Görgüsüzlüğün göstergeleri
Laik hutbe verelim
Bağırarak suç bastırmak
Muhaliflerin sevdiği rakip siyasetçi
Yanlış tercih heba eder yılları
Teröre gerçekte kimler karşı?
Lider dediğin hakaret eder!
Ülkeyi soyanlar rahatsız