DOHA SALDIRISI İSLAM ÂLEMİ’NİN 11 EYLÜL’ÜDÜR.
Zehirli gelecek gelmesin
AİLE; GÖZ AYDINLIĞI VE CENNET VESİLESİDİR
Allah’ın laneti yakın
Piyasalarda öngörülebilir fiyat kavramını allak bullak ettiler
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
VİCDAN
Yeterli ve Dengeli Bir Eğitimle İki Kanatlı Çocuklar!
Kendine Yenilen Konyaspor
DÜNDEN BUGÜNE
Güçlü Aile, Güçlü Toplum. Aileyi yaşat ki toplum yaşasın.
Mutluyduk…
Milli Takım Konya’yı, Konya Milli Takımı sever
HAYATIN ANLAMINI KAVRAYAN İKİ ŞAHSİYET KUSS B. SAİDA VE EBU’L-BEKA ER-RUNDÎ
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
“Hayatın Masası”
Efsanelerin Yemişi
Linç Edilen Hekim ve Sessiz Çoğunluğun Feryadı
Rakamlarla Otomobil Piyasası
BASIN DİLİ
Ülkemizde yaşanan her türlü olumsuzluğun faturasının hükümete çıkartılmasının gerçek sebebinin hükümeti eleştirmek olmadığını bilmeyen kalmadı. Hem dünyada hem Türkiye’de.
Artık öyle bir hal aldı ki bu eleştiriler, oturup masa başında çayını höpürdeterek;
Çıkın, çıkın sokağa çıkın! Diyenler bile, kendi kendilerini sorgulamaya başladılar.
Herkes de biliyor ki, hak aramanın birçok yolu var. Yakıp yıkmanın hak aramaktan öte, bir siyasi mühendislik projesi olduğunu neredeyse anlamayan kalmadı ama hala bazı beyinsizler, kendileri de bildiği halde, gözümüze sokarcasına, biz hak arıyoruz diyorlar.
“Eleştirmek insanların en doğal hakkıdır” cümlesi, içi boşaltılmış bir cümledir artık. Gerçek anlamda eleştiri yapacak olanlara bile, son yaşananlardan sonra farklı gözle bakılmaya başlandı.
Milleti o hale getirdiler ki, eleştiri yapan her kim olursa olsun, hangi cenahtan olursa olsun kimse kulak vermiyor.
Bu da, hükümete muhalif kimselerin ekmeğine gerçekten yağ sürmüyor aksine hükümetin daha da güçlenmesine sebep oluyor.
Bakınız, Yolsuzluk olayında, Gezi olayında, Alevi kardeşlerimizin hakları konusunda kimse hükümete karşı olan pozisyonunu bozmadı hatta hükümet hepsinden de güçlenerek çıktı.
Oysa yakıp yıkmadan, oturup adam akıllı konuşulsaydı, karşılıklı fikirler havada uçuşsaydı, neticesi daha olumlu olmaz mıydı?
Kürt sorunu çözümünde, her kafadan bir ses çıktı ve iyi ki de çıktı, yavaş yavaş da olsa çözüme doğru ilerleniyor. Sabote etmek isteyenlere, Kürt kardeşlerimiz fırsat vermedi.
Her şey bu kadar açık ve net olduğu halde, her kaosun ülkemize milyarlarca dolar zarar verdiğini hepimiz bildiğimiz halde, neden hala, adam gibi konuşmaktan yana değil de, yakıp yıkmaktan yanayız?
Ulaştırma Bakanı geçtiğimiz günlerde insanın kanını donduran bir haber verdi:
Eskişehir-Ankara Hızlı Tren hattında sabotaj amaçlı kablolar kesilmiş. Görüntüleri de paylaşıldı kesilen kabloların.
Biz günlerce, Soma faciasının sabotaj olabileceğini, bunun araştırılmasını falan isterken, bize gülenler, yok artık! diyenler, şimdi bu olayı neyle izah edecekler?
O tren içerisinde can verecek olan insanların üzerinden kanlı hesaplarını görmeye çalışanlara, hükümete muhalif olma adına destek verenler vicdan sorgulaması yapacaklar mı?
Hadi o kaza önceden fark edildi ve gerçekleşmedi, peki önceki eylemlere destek verenlere bas bas bağırdık, bu bir projedir, lütfen ortak olmayın, piyon olmayın, sizi kullanıyorlar dedik, bizi yandaşlıkla suçladınız.
Mutlu musunuz şimdi, her destek verdiğiniz kaos eyleminden sonra daha da azanların neler yapabileceğini görmekten?
Oyuna gelme artık Türkiye’m… Ellerinde patlasın tuzakları hainlerin.
Zehirli gelecek gelmesin
Haklıymış gibi tartışmaya çekenler
Görgüsüzlüğün göstergeleri
Laik hutbe verelim
Bağırarak suç bastırmak
Muhaliflerin sevdiği rakip siyasetçi
Yanlış tercih heba eder yılları
Teröre gerçekte kimler karşı?
Lider dediğin hakaret eder!
Ülkeyi soyanlar rahatsız