Kendi Ekseni (Egosu) Etrafında Dönmenin Usulü
Samimiyet Zedeleyici Mağlubiyet
Konyaspor’da korkutan düşüş
Güzel insanlar güzel yerde ölürler! Güzel insandı, güzel yerde öldü
12. KONYA KİTAP GÜNLERİ
Tekstil patronları her şeyi devletten beklemek yerine biraz özeleştiri yapmalı
SAHTE DİN VE TARİKATLAR
1 Ekim 1949 Unutulmuşların Çığlığı Doğu Türkistan 76 Yıldır Zulüm altında
İMANIN İBADETE, İBADETİN DE İMANA ETKİSİ
DOĞUM VE ÖLÜM ARASINDA...
SAVAŞIN GALİBİ HAMAS MÜCAHİTLERİ VE GAZZE HALKIDIR.
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
İKİ DEYİM
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Ülkemizde yaşanan her türlü olumsuzluğun faturasının hükümete çıkartılmasının gerçek sebebinin hükümeti eleştirmek olmadığını bilmeyen kalmadı. Hem dünyada hem Türkiye’de.
Artık öyle bir hal aldı ki bu eleştiriler, oturup masa başında çayını höpürdeterek;
Çıkın, çıkın sokağa çıkın! Diyenler bile, kendi kendilerini sorgulamaya başladılar.
Herkes de biliyor ki, hak aramanın birçok yolu var. Yakıp yıkmanın hak aramaktan öte, bir siyasi mühendislik projesi olduğunu neredeyse anlamayan kalmadı ama hala bazı beyinsizler, kendileri de bildiği halde, gözümüze sokarcasına, biz hak arıyoruz diyorlar.
“Eleştirmek insanların en doğal hakkıdır” cümlesi, içi boşaltılmış bir cümledir artık. Gerçek anlamda eleştiri yapacak olanlara bile, son yaşananlardan sonra farklı gözle bakılmaya başlandı.
Milleti o hale getirdiler ki, eleştiri yapan her kim olursa olsun, hangi cenahtan olursa olsun kimse kulak vermiyor.
Bu da, hükümete muhalif kimselerin ekmeğine gerçekten yağ sürmüyor aksine hükümetin daha da güçlenmesine sebep oluyor.
Bakınız, Yolsuzluk olayında, Gezi olayında, Alevi kardeşlerimizin hakları konusunda kimse hükümete karşı olan pozisyonunu bozmadı hatta hükümet hepsinden de güçlenerek çıktı.
Oysa yakıp yıkmadan, oturup adam akıllı konuşulsaydı, karşılıklı fikirler havada uçuşsaydı, neticesi daha olumlu olmaz mıydı?
Kürt sorunu çözümünde, her kafadan bir ses çıktı ve iyi ki de çıktı, yavaş yavaş da olsa çözüme doğru ilerleniyor. Sabote etmek isteyenlere, Kürt kardeşlerimiz fırsat vermedi.
Her şey bu kadar açık ve net olduğu halde, her kaosun ülkemize milyarlarca dolar zarar verdiğini hepimiz bildiğimiz halde, neden hala, adam gibi konuşmaktan yana değil de, yakıp yıkmaktan yanayız?
Ulaştırma Bakanı geçtiğimiz günlerde insanın kanını donduran bir haber verdi:
Eskişehir-Ankara Hızlı Tren hattında sabotaj amaçlı kablolar kesilmiş. Görüntüleri de paylaşıldı kesilen kabloların.
Biz günlerce, Soma faciasının sabotaj olabileceğini, bunun araştırılmasını falan isterken, bize gülenler, yok artık! diyenler, şimdi bu olayı neyle izah edecekler?
O tren içerisinde can verecek olan insanların üzerinden kanlı hesaplarını görmeye çalışanlara, hükümete muhalif olma adına destek verenler vicdan sorgulaması yapacaklar mı?
Hadi o kaza önceden fark edildi ve gerçekleşmedi, peki önceki eylemlere destek verenlere bas bas bağırdık, bu bir projedir, lütfen ortak olmayın, piyon olmayın, sizi kullanıyorlar dedik, bizi yandaşlıkla suçladınız.
Mutlu musunuz şimdi, her destek verdiğiniz kaos eyleminden sonra daha da azanların neler yapabileceğini görmekten?
Oyuna gelme artık Türkiye’m… Ellerinde patlasın tuzakları hainlerin.
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
İletişim stratejisi
Ülkenin bağımsızlığını idrak edemeyenler
Hem şeftali hem motor üretmek (Teknofest günlüğü)
Zehirli gelecek gelmesin
Haklıymış gibi tartışmaya çekenler
Görgüsüzlüğün göstergeleri
Laik hutbe verelim
Bağırarak suç bastırmak
Muhaliflerin sevdiği rakip siyasetçi