Bir varmış, bir yokmuş. Kıbrıs’ta federasyon masalı.
Konyaspor’da Düşüş Alarmı, Sorunlar Derinleşiyor..
Küresel ekonomik belirsizlikler dünyanın yeni normali mi olacak?
ŞÜPHE
Kendi Ekseni (Egosu) Etrafında Dönmenin Usulü
Samimiyet Zedeleyici Mağlubiyet
Konyaspor’da korkutan düşüş
12. KONYA KİTAP GÜNLERİ
SAHTE DİN VE TARİKATLAR
1 Ekim 1949 Unutulmuşların Çığlığı Doğu Türkistan 76 Yıldır Zulüm altında
İMANIN İBADETE, İBADETİN DE İMANA ETKİSİ
DOĞUM VE ÖLÜM ARASINDA...
SAVAŞIN GALİBİ HAMAS MÜCAHİTLERİ VE GAZZE HALKIDIR.
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
iPhone 17 almayın, TOGG alın
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
İnsanoğlu doyunca sofradan kalkar ama sofrayı kurana da teşekkür eder.
Sofra kurulumunda emeği geçene minnet duyar.
Sofranın sahibi de isterse o minneti kötüye kullanır isterse sadece ikram etmekle yetinir işine bakar.
Sofrayı kuranların amacı insanlar doyduktan, sofra kaldırıldıktan sonra belli olur.
Sofrada bulunan insanların her birinden herhangi bir şeyler istenir;
"Yediğin lokmanın hakkını ver.” denirse, sofrayı kuranın niyeti belli olmuş olur.
Sofrayı kuran kişi sadece ikram amaçlı sofra kurmuşsa, yol arkadaşlarının karnını doyurmaksa gâye, bu sefer sofradakilerin tavrına bakılır.
Hani son zamanlarda meşhur bir söz dolaşıyor ortalıkta:
"Aynı sofrada yemek yedik, karnı doyan düşman oldu!”
Karnı doyanın düşman olması yenilir yutulur bir şey değil.
Bunun adına kimisi vefasızlık der, kimisi hainlik der, kimisi başka kötü şeyler söyler.
İçine atılacak bir mevzu değil yani bu olay…
Karnı doyanın düşman olması ne demektir? Bir insan yediği kaba ve kabın sahibine nasıl düşmanlık besleyebilir?
Karakterini, tıynetini beğenmediğin bir insanın sofrasında ne işin vardı, demezler mi insana?
Madem beğenmiyordun, madem sırtından hançerleyecektin, ne diye oturdun o sofraya?
Hatta kendinle yetinmedin, yakınlarını da oturttun, yakınların da yediler, semirdiler…
Sonra? Sonrası vahim…
Düşman oldun işte.
Anadolu bu tür konularla ilgili nice sözlerle dolu…
Yediği ekmeğe kan doğrayanlar iflah olmazlar, sofrasına oturduğun insanın sırtına hançer saplayanların geleceği olmaz, onlar asla deva bulmazlar.
Bu dünyada matematiksel olarak gülerler belki ama öbür taraf çok çetin geçer.
Orada hâkimin kendisi şahittir.
Sen beni kandırabilirsin, uğradığın haksızlığın mantıksal açıklamasını yapabilirsin ama mesele sen değilsin ki kardeşim.
Mesele, vatandır. Mesele bir dünya mefkûresidir.
Mesele yarınlarımızdır.
Anadolu insanı delikanlı olur, eli kanlı değil!
Anadolu insanın, Anadolu irfanının hoş görmediği, cevaz vermediği hiçbir planın devamlılığı olmaz.
Hele ki birlikte sofraya oturduğun, seni sofranın başköşesine oturtan insana olan ihanetin seni hem bu dünyada hem ahirette belhümadal yapar…
Peygamber Efendimizin bu konudaki fikri oldukça nettir:
"O kimsedir ki, dünyevi bir maksatla devlet reisine biat ve itaat eder, devlet reisi ona istediğini verirse sadık kalır, istediğini vermezse buğzeder, ahdini ifa etmez.”
Sofrada tıkınırken akla gelmeyen ilkeler, sofradan kalktıktan sonra dile geliyorsa, en büyük ilkesizlik odur aslında…
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
İletişim stratejisi
Ülkenin bağımsızlığını idrak edemeyenler
Hem şeftali hem motor üretmek (Teknofest günlüğü)
Zehirli gelecek gelmesin
Haklıymış gibi tartışmaya çekenler
Görgüsüzlüğün göstergeleri
Laik hutbe verelim
Bağırarak suç bastırmak
Muhaliflerin sevdiği rakip siyasetçi