CHP: Olmadı, Olmuyor, Olmayacak
Ağaların eli tutulmaz
REĞÂİB GECESİ BİR GECE DEĞİL BİR YÖN TAYİNİ
Sûfî bir ses işittim uzaklardan…
YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR…
Veeeee nihayet! Güzel futbol güzel sonuç…
Seküler kesimin çatallı dili
AKLINI VE ALNINI TERLETENLER
SEVDALISIYIZ
Meşruiyetin Olmazsa Olmaz 3’lüsü
ÜÇ AYLARA KAVUŞMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ
Bahanesiz Maçtan Hüsran Çıktı
AHLAK VE VİCDANIN SESİ MISIRLI YAZAR MUSTAFA LUTFİ EL-MENFALUTİ
CUMHURİYET OLMASA BİZ OLMAZ MIYDIK?
EĞİTİMDE BİR MİLAT BAŞLAMALI MI?
TEKNOKRATİK TEK DÜNYA DEVLETİ
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Osmanlı’nın çöküşüyle başlayan ve sanırım kıyamete kadar da devam edecek olan “dış güçlerin” Türkiye’yi yönetme arzusu herkeste bıkkınlık meydana getirmiştir.
Adamların başka işi gücü yokmuş gibi, Müslümanların dünyada söz sahibi olmaması için tüm çabalarını bu yöne kanalize etmektedirler.
Halifeliği kaldırtıp İslam dünyasını öksüz bırakma ve ardından hepsini sömürüye açık hale getirme girişiminden tutun da, Harf İnkılabıyla Türk milletini geçmişinden koparma gayretlerine ve ardından ülkeyi yönetecek olan kimselerin Mason olmasına kadar her konuda söz sahibi olmak istemeleri neye delalet?
Türkiye’yi istedikleri kişiler yönetirken her yer güllük gülistanlık olurken, hiçbir kargaşa çıkmazken, halkı afyonla uyuşturup istediklerini elde ederken toplum mühendisleri de yan gelip yatarken, ülkemizde huzur vardı.
Ne zaman ki Türkiye, kendi ayakları üzerinde durmaya başlıyor, Osmanlı özlemi ağır basıyor, dünyada söz sahibi olmak için “ben de varım” diyor,
Ülkeyi karıştırmak, kaos planları yapmak, yerli işbirlikçileri devreye sokmak için, toplum mühendislerinin uykusu kaçıyor.
Medyanın en önemli köşelerine adamlarını yerleştirip önce algı yönetimi yapıp, kamuoyu oluşturup ardından düğmeye basılıyor.
Sistemleri de öyle dizayn edilmiş ki tıkır tıkır işliyor. Menderes ile başlayan, Özal’ın ölümü ile devam eden ve ardından patlak veren 28 Şubat…
Görev yükledikleri kişilerin birçoğunun kalemlerinden ülke aleyhine tek söz çıkmaması, çoğunun vatansever kisvesi altında işleri hatasız yürütmesine ancak şapka çıkartılabilir.
2002 yılından beri sürekli takip ettikleri Tayyip Erdoğan’dan umduklarını bulamayanların son yıllarda başvurdukları yöntem yemin ediyorum, şeytanın bile aklına hayaline gelemeyecek bir yöntemdi.
Kim derdi ki, ülkedeki muhafazakârlar birbirine düşecek, selam bile vermeyecek hale gelip düşman olacaklar?
İp it oğlu itin elindeyse ve sen de yularını baştan bir yerlere teslim etmişsen, ne kadar mümin olduğunun, Allah’tan ne kadar korktuğunun bir önemi yok.
Adamlar alttan girip, üstten girip bir şekilde ülkeyi karıştırmayı başarabiliyorlar.
Cemaat denilen yapının tabanındaki insanların böyle bir oyuna geleceklerini, dün kardeşim dediği başbakana bugün hırsız diyebileceklerini kimse öngöremezdi herhalde.
Algıyı yönetmek böyle bir şey işte.
Ortada oynanan müthiş bir oyun var. Oyun o kadar açık oynanıyor ki, her türlü hile bile halkın gözünün önünde cereyan ediyor, saklanan, gizlenen hiçbir şey yok ama gel gör ki, cemaat mensupları ve diğer muhalif kesim, burnunun dikine gitmekte beis görmüyor.
Anlatamıyorsun, anlamıyorlar, anlamak istemiyorlar. Aynı zamanda, oynanan oyunu görenlere de onlar aynı şeyi söylüyor. Hırsız var ya! Nasıl bu kadar kör olabilirsiniz, diyorlar.
Oysa bu hırsız algısını o sevimli “dış güçler” isteselerdi bundan 5-6 yıl evvel de devreye sokarlardı. O zamanlar da Gülen’i değil de, ağlayanı oynatırlardı sahnede.
Sen gene anlamayacaktın. Anlayamayacaktın. Çünkü beyninle düşünmüyorsun!
Seküler kesimin çatallı dili
Sessiz Çoğunluğun “Temiz Eller“ Manifestosu
Milletin Sinirini Bozmayın!
İddia ediyorum boş iddianame!
Aileyi madde planında kurtarırken
Torpil iyi işlere gölge düşürüyor
Mülakat sistemi değişiyor mu?
Modern ihtiyar heyetleri: Sosyal medya ve ilişki danışmanları
Münafıklık kötü müdür?
Her iki taraf da adaletten şikayetçi