Şivlilik bir dünya markası haline getirilebilir.
KÜRESEL GÜÇLERİN ELİNDEKİ SİHİRLİ GÜÇ, BİLİM
Ağaların eli tutulmaz
REĞÂİB GECESİ BİR GECE DEĞİL BİR YÖN TAYİNİ
Sûfî bir ses işittim uzaklardan…
YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR…
Veeeee nihayet! Güzel futbol güzel sonuç…
Seküler kesimin çatallı dili
AKLINI VE ALNINI TERLETENLER
SEVDALISIYIZ
Meşruiyetin Olmazsa Olmaz 3’lüsü
ÜÇ AYLARA KAVUŞMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ
Bahanesiz Maçtan Hüsran Çıktı
AHLAK VE VİCDANIN SESİ MISIRLI YAZAR MUSTAFA LUTFİ EL-MENFALUTİ
CUMHURİYET OLMASA BİZ OLMAZ MIYDIK?
EĞİTİMDE BİR MİLAT BAŞLAMALI MI?
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Bizim toplumda insanlar birbirlerini neden sevmezler? Neden güvenmezler insanlar birbirlerine?
Çok mu ikiyüzlüyüz acaba?
Çok mu içten pazarlıkçıyız?
Yaptıklarımızla dediklerimiz birbirine uymadığından mı?
Çok mu yalan söylüyoruz?
Karun gibi yaşayıp da sefillik içinde olduğumuzdan mı dem vuruyoruz her yerde?
Allah’a inanıp da O’na güvenme konusunda problemlerimiz mi var?
Nedir bizi birbirimize karşı güvensiz kılan?
Sanırım yukarıda sorduğum tüm sorular hepimizin ortak özellikleri ve sanırım ki herkes bunun farkında.
Temel felsefesi özgürlük olan solcu ya da komünist dediğimiz kimseler kendisi gibi olmayan kimselere özgürlük hakkı tanımıyor.
Yaradılanı sev Yaradan’dan ötürü felsefesini kendisine şiar edinmiş muhafazakârlar Yaradan’ı sevdiklerini, O’na iman ettiklerini her fırsatta dile getirip, O’nun yarattıklarını sevmiyor, hoşgörüye sıfır tolerans tanıyorlar.
Düşüncede, teoride tamamen kapitalist karşıtı solcu kesim yaşamında markadan ödün vermiyor, kapitalist sistemin çarkları arasında devridaim yapıyor.
Allah’a sonsuz iman etmiş bir Müslüman’ın Allah yokmuş gibi davranması, ben yaparım, ben ederim, ben olmazsam çocuklarım aç, sefil kalırlar vb. kaderi değiştirme potansiyelini kendisinde görmesine ne demeli?
Hiç kimsenin görmediği veya görmeyeceğini zannettiğimiz yerlerde yaptıklarımızdan sonra oturup acaba bana neden güvenmiyor insanlar, beni neden sevmiyorlar? Diyebiliyoruz.
Karşımızdaki insana da kendimiz hiçbir şey yapmamış gibi, sadece o yalan söylemiş gibi tavır koyuyor, sadece o sahtekârlık etmiş gibi ona güvenmeyiveriyoruz.
Sürekli kendimize birilerinin merhamet etmesini bekliyor kendimizi acındırıyoruz, başkasının merhamete, ilgiye ihtiyacı yokmuş gibi tafralarımızdan geçilmiyor.
Zenginlere etmedik hakaret bırakmıyoruz, çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz, demekte beis görmüyor lakin elimize zengin olma fırsatı geçtiği zaman da deveyi hamuduyla götürüyoruz.
Birileri herhangi bir makama geldiği zaman onun o makamı haketmediğini söyleyip anında yaftayı yapıştırıyoruz bize makam teklif edilmeyi bırak makam verilsin diye aşındırdığımız kapıları kimse görmüyor düşüncesiyle bol keseden savuruyoruz.
Hâsılı, sevmiyoruz birbirimizi, sevemiyoruz, güvenmiyoruz da!
Oysa biliniyor ki, herkes senin gibi, benim gibi, onun gibi, biz birbirimiz gibiyiz.
Karanlıkta yere tükürüyorsan kimseyi ahlaksızlıkla suçlamayacaksın ki, onlar da seni suçlamasınlar.
Samimi olacaksın, insan sana güveneceğini ya da güvenmeyeceğini bilmeli. İnsanları boş ver kendine olan saygın varsa yapmalısın bunu.
Yalancının, hırsızın bile samimi olanı; sinsi, dedikoducu insanlardan daha az tehlikelidir.
Seküler kesimin çatallı dili
Sessiz Çoğunluğun “Temiz Eller“ Manifestosu
Milletin Sinirini Bozmayın!
İddia ediyorum boş iddianame!
Aileyi madde planında kurtarırken
Torpil iyi işlere gölge düşürüyor
Mülakat sistemi değişiyor mu?
Modern ihtiyar heyetleri: Sosyal medya ve ilişki danışmanları
Münafıklık kötü müdür?
Her iki taraf da adaletten şikayetçi