ZALİMİN GÜCÜNE BAKILMAKSIZIN KARŞI KONULMALIDIR
Carry Trade gibi yöntemlerle gelen sıcak para girişleri felakettir
İç sahada alınan net galibiyet
Kimlik Değiştiren Konyaspor
OLMAK MI GÖRÜNMEK Mİ?
Temizlik
Yaşlanmaktan ve Yorgunluktan Hızlı Çıkış (Lenf Sisteminin Esrarı)
Rakamlarla Otomobil Piyasası
GAZZE KONUSUNDA DURUŞUMUZ NASIL OLMALI
KORKU İLE YÖNETİLEN DÜNYA – Nankörlük Çağının Kıskacında
EMEĞİ TÜRKİYE ÇEKTİ, YEMEĞİ ABD YEDİ.
Konya’nın Hayat Kurtaran Yolları
Bağırarak suç bastırmak
Kommagene’nin Kalbi PERRE
ERİNMEDEN
Yakan kim, kavrulan kim?
BASIN DİLİ
Dinin esasına taalluk eden temel prensipler, vahye dayanan bütün dinlerde aynıdır. Değişiklikler daha ziyade ibadetler ve beşerî münasebetler konusunda olup, bu değişiklikler, insan topluluklarının tekâmül etmiş olmasının bir sonucudur. 84. âyetten anlaşılacağı üzere İslâm dini, daha önceki peygamberlere gönderilen ve esasa taalluk eden dinî prensipler bakımından kendisine aykırı olmayan bütün hak dinleri kabul eder. Ancak, İslâm dini, ilâhî dinler zincirinin son halkası ve devrinin, insanlığının mânevî, ahlâkî ve içtimaî ihtiyaçlarını eksiksiz karşılayan yegâne din olduğundan, İslâm geldikten sonra başka bir din tanıyan, bir yol tutan kimsenin bu tutumu ile İslâm’a aykırı davranmış olduğu aşikârdır. Şu halde onun bu dininin ve bu yolunun İslâm dini nezdinde bir geçerliliği olamaz.
Mâide Sûresi 3. âyet-i kerimesinde: “Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim.”buyurulmuştur.
Bu ve diğer âyetlerden çok net anlıyoruz ki,son din İslâm ve İslâm’ın dışındaki hiç bir din asla kabul edilmeyecektir.Durum bu kadar net olunca da dinler arası diyalog olamaz.Ancak din adamları ve farklı inanç gruplarının kendi aralarında insanlığın problemlerine ortak çözümler bulmaya çalışabilirler.Kendileri ile barış içerisinde olduğumuz,din uğrunda bizimle savaşmayan,bizleri yurtlarımızdan çıkarmayan İslâm dan başka dinlere inanmış olanlarla bir arada olabiliriz.Görüş ve düşüncelerimizi paylaşabilir,hatta onlara iyilikler yapabiliriz.Allah (c.c.) onlara adil davranmamızı da yasaklamamıştır.Kısacası diyalog’u dinler arasında değil,dinlerin mensuplarının arasında yapılması uygundur.
Hz.Adem (a.s.)’dan itibaren gönderilen küçük kitaplar olan, yüz suhuf (sahifeler) ile dört büyük kitabın Allah(c.c.) tarafından gönderildiği, inanmamız gereken bir gerçektir.Her Müslüman da İmanın temel bir şartı olarak bunu kabul eder.Bir önce gönderilen ilâhi kitaplar bir sonra gönderilenle hükmü ortadan kaldırılmış ve bu ilâhi süreç en son Kur’an-ı Ker’im’in son kitap olarak gönderilmesi ile tamamlanmıştır.Allah (c.c.) tarafından gönderilen tüm ilâhi kitaplara inanıyoruz, ancak suhuf olarak gönderilen küçük ilâhi kitaplar ile büyük ilâhi kitaplardan olan Zebur,Tevrat,İncille de amel edemeyiz.Çünkü en son İslâm din olarak gönderilmiştir.İslâm’ın ana kaynağı da Kur’an-ı Kerîm’dir.Kıyamete kadar insanlık için gerekli olan emir ve yasaklar bildirilmiştir.İslâm,Allah (c.c.) tarafından beğenilip tüm insanlığa gönderilmiştir.Gerçek bundan ibarettir.Dileyen kabul eder,dileyen inkar eder.Bu gerçeğin diyalog’u olamaz.
Diyanet İşleri Başkanımız Prof.Dr. Mehmet Görmez,Kazakistan da bulunduğu bir sırada kendilerine Dinler arası diyalog konusu sorulmuş ve cevabı net olmuştur. “Dinler arası diyalog olmaz, din adamları
arasında diyalog olur. Yani iki farklı dinden din adamı oturup örneğin çevre ile ilgili, savaşlarla ilgili bir konuyu görüşebilir, bu diyalogdur. Ancak dinler arası diyalog olmaz.
Dinler birbirine dönüştürülmez, din adamları dünya ile ilgili yaşanan sorunlarla ilgili sorunlarını tartışır.” diyerek çok önemli bir hususta aydınlatıcı bilgiler vermiştir.Bu konudaki aydınlatıcı ,gerçeği yansıtan açıklamasından dolayı, Diyanet İşleri Başkanımız Prof.Dr. Mehmet Görmez bey’e teşekkürler ediyorum.Allah (c.c.) Razı olsun.
Değişmez ve değiştirilemez tek kitap Kuran-ı Kerimdir.Cenab-ı Allah (c.c.);diğer ilâhi kitaplara değiştirilemeyeceği garantisini vermemiş,sadece Kuranı Kerimin değişmeyeceği ve değiştirilemeyeceğinin garantisini vermiştir. Kuran-ı Kerim ve Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.s)’in Sünnetine uygun olarak hayat yaşamamızı Yüce Rabbim, cümlemize nasip eylesin.Sıhhat ve afiyetler dilerim.
ZALİMİN GÜCÜNE BAKILMAKSIZIN KARŞI KONULMALIDIR
GAZZE’YE UMUT OL
ÖZELLİKLE SON AYLARDAKİ HUTBELER; MÜKEMMEL
KESİNTİLİ ZORUNLU EĞİTİM 4+4 ŞEKLİNDE 8 SEKİZ YILA İNDİRİLMELİDİR
HARAM VE HELÂL HASSASİYETİNE SAHİP ŞUURLU MÜ’MİN OLMAK
Teröristlerin Ön Şartsız Silah Bırakmalarını Destekliyorum
TÜRKİYEMİZİ İŞGAL ETMEK İSTEYEN HAİNLERE 15 TEMMUZ’U HATIRLATIRIZ
KANAYAN YARAMIZ KERBELA VE AŞÛRE GÜNÜ
ASIL HİCRET; ALLAH’IN YASAKLARINI TERK EDEREK EMİRLERİNİ YAPMAKTIR
EĞİTİME YAPILAN MADDİ VE MANEVİ DESTEKLERİN ÖNEMİ