ZALİMİN GÜCÜNE BAKILMAKSIZIN KARŞI KONULMALIDIR
Carry Trade gibi yöntemlerle gelen sıcak para girişleri felakettir
İç sahada alınan net galibiyet
Kimlik Değiştiren Konyaspor
OLMAK MI GÖRÜNMEK Mİ?
Temizlik
Yaşlanmaktan ve Yorgunluktan Hızlı Çıkış (Lenf Sisteminin Esrarı)
Rakamlarla Otomobil Piyasası
GAZZE KONUSUNDA DURUŞUMUZ NASIL OLMALI
KORKU İLE YÖNETİLEN DÜNYA – Nankörlük Çağının Kıskacında
EMEĞİ TÜRKİYE ÇEKTİ, YEMEĞİ ABD YEDİ.
Konya’nın Hayat Kurtaran Yolları
Bağırarak suç bastırmak
Kommagene’nin Kalbi PERRE
ERİNMEDEN
Yakan kim, kavrulan kim?
BASIN DİLİ
İslâm'ın beş temel şartlarından ilki, İslâm dininin İnanç yönünü, diğerleri de temel ibadetlerini teşkil eder. İman sözlükte; tasdik etmek, onaylamak, kabullenmek, itimat etmek, gönülden benimsemek gibi anlamlara gelmektedir. Terim olarak İman; "Allah‘tan başka İlâh yoktur, (Hz.) Muhammed (s.a.s), Allah (c.c.)'ın elçisidir gerçeğini, Kelime-i Tevhidi yani, "Lâ İlâhe İllallah, Muhammedurrasulullah'ı” Kalp ile tasdik, dil ile ikrardan ibarettir. "İbadet” kelime olarak: "Kulluk, Allah'a kulluk etme” anlamına gelir. İslami bir terim olarak ibadet; Allah'ın emirlerine uymak. O'nun rızasını kazanmak gayesiyle yapılan her türlü iyi hareket” demektir. Ahlak: huy, tabiat, seciye anlamına gelen "Hulk” kelimesinin çoğuludur. Kavram olarak ise Ahlak: İnsanın zorlanmadan, kendi iradesi ve aklıyla belli ölçülere göre seçtiği inancının gereği olarak, fiil ve davranışları yerine getirmesi yahut bir amaca yönelerek, seçerek ve isteyerek iyi davranışlarda bulunmak, kötülüklerden sakınmaktır. İslam ile Ahlak arasında sıkı bir bağ vardır. İman eden, imanının gereği olarak Salih ameller işleyen Mü'min, güzel ahlâkâ ulaşır. Kısacası; İman + İbadet = Güzel Ahlâk demektir.
Dinimiz İslam, güzel ahlâka çok büyük önem vermiştir. İman ve ibadetlerimizin ahlak ile sıkı bir ilişkisi vardır. İmanın ve ibadetlerin esas hedefi insanı ahlaklı kılmak, faziletlerle bezemektir. İslam ahlâkı, cihanşümul olan kapsamlı bir özelliğe sahiptir. İnsanların yaşayışlarında lazım olacak olan bütün kurallar İslam tarafından bildirilmiştir. Güzel ahlâk deyince şüphesiz aklımıza Kur'an ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'in ahlâkı demek olan İslâm ahlâkı gelir. İslâm ahlâkı; İslâm'ın özü, esası ve bizzat kendisidir. İslâm ahlâkının asıl kaynağı da Kur'an ve O'nun ışığında oluşan sünnettir. İslamiyet'in ahlâka verdiği önemi, Kuran-ı Kerim'de ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'in örnek hayatında açıkça görürüz. Âyet-i Kerimede: "Gerçekten sen yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem Sûresi âyet:4) buyrulmuştur. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) Efendimiz; "Ben ancak güzel Ahlâkı ( üstün ahlâk değerlerini) tamamlamak üzere gönderildim” (Muvatta, hüsnül hulk,8) buyurmuştur.
İnsanlar, hiçbir zaman kendi kurtuluşlarını, başkalarının felaketlerinde veya kendi yükselişlerini başkalarının alçalmasında aramamalı, yükselişini, kurtuluşunu ve mutluluğunu inandığı değerlerine sahip çıkarak, ibadetlerini yaparak, sonucunda güzel ahlâk'a erişerek elde edebilmektedir. İlk insanla birlikte bu süreç başlamış, insanlığın varoluşundan itibaren ilâhi dinlerin tamamı, insanlara güzel ahlâk sahibi olmayı tavsiye etmişler, son din olan dinimiz İslâm ise ahlâk'ı en büyük erdem saymış ve ahlâkla ilgili çok önemli kurallar koymuştur.
İman eden ve imanın gereğini gereği ibadetlerini yapan Müslüman, güzel ahlaka ulaşmış olur. İman eden kişi hem güven altına girmiş olur, hem de başkalarına güven vermelidir. Bunun içindir ki Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Hadis-i Şeriflerinde: "Müslüman, elinden ve dilinden başkalarının emin olduğu kimsedir” "İmanın en üstünü, Allah için sevmen, Allah için buğzetmendir” buyurulmuştur. Bu hadis-i şerif, İman ile Ahlakı birleştirmiştir. Demek ki İslam, İmana dayanan, gücünü İmandan alan bir Ahlak getirmiştir. İman, Ahlaki davranışa; günah-sevap, haram-helal kavramlarını katmaktadır. Yalan söyleyen kişi Ahlaksızlık yapmanın yanında, Allah'a karşı gelmiş, günah da işlemiş olur. Bu şekilde herhangi bir yanlışa düşmemek için haramlardan kaçınarak, emredilmiş olan doğruluk, dürüstlük, yardımlaşmak v. b. güzel davranışlarda bulunmak sureti ile İslam Ahlakına ulaşmalıyız.
Hadis-i Şerifte: "Mü'minlerin İmanı en kuvvetli olanları, huyu (ahlâkı) en güzel olanlardır.” ( Müsnedd-i Ahmet Bin Hanbel, C.2,250) buyrulmuştur. Kuran-ı Kerim Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'i bize en büyük örnek göstermekte, âyet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır: "Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzap Sûresi âyet:21) Hz Aişe Validemize Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'in ahlâkı sorulması üzerine, "Siz Kur'an okumuyor musunuz O'nun ahlâkı Kur'an idi” diyerek bu gerçeği vurgulamıştır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'in ahlâkı; Kur'an neyi emrederse yapar, neyi nehye derse ondan da kaçınırdı. Biz Mü'minlerde; Peygamberimiz rol modelimiz, Hz. Muhammed (s.a.s.)'in örnek hayatını rehber edinirsek, Kur'an-ı da gerçek anlamda anlayıp yaşamış oluruz. Sünnet'e düşmanlık eden hainler bu gerçeği bildikleri için Kur'an'a giden hakikat yolunu yok etmek istemektedirler. Müslümanlar, bu hainliklere asla izin vermemelidir.
İslam, Ahlaka çok büyük önem vermekte ve onu gerçekleşecek en büyük hedef olarak almaktadır. İslam Ahlakının ilk temel şartı İman etmektir. İkinci şartı ise inandığını uygulamaktır. Kısacası söylediği şeyi yapmak, yapamayacağı şeyi söylememektir. Yani özü-sözü, içi-dışı, fikri-fiili bir ve aynı olmaktır. İmanının gereğini yapanlar güzel ahlâk'a ulaşırlar. İmanımızın gereği salih amelleri hayatımıza hâkim kılan güzel ahlâk sahibi Mü'minlerden olmamız duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.
ZALİMİN GÜCÜNE BAKILMAKSIZIN KARŞI KONULMALIDIR
GAZZE’YE UMUT OL
ÖZELLİKLE SON AYLARDAKİ HUTBELER; MÜKEMMEL
KESİNTİLİ ZORUNLU EĞİTİM 4+4 ŞEKLİNDE 8 SEKİZ YILA İNDİRİLMELİDİR
HARAM VE HELÂL HASSASİYETİNE SAHİP ŞUURLU MÜ’MİN OLMAK
Teröristlerin Ön Şartsız Silah Bırakmalarını Destekliyorum
TÜRKİYEMİZİ İŞGAL ETMEK İSTEYEN HAİNLERE 15 TEMMUZ’U HATIRLATIRIZ
KANAYAN YARAMIZ KERBELA VE AŞÛRE GÜNÜ
ASIL HİCRET; ALLAH’IN YASAKLARINI TERK EDEREK EMİRLERİNİ YAPMAKTIR
EĞİTİME YAPILAN MADDİ VE MANEVİ DESTEKLERİN ÖNEMİ