Kur’an ve Sünnet İlişkisi-5-

   IV. Hz. Peygamberin Kur’an’a Karşı Görevleri
      Müslümanlar, Hz. Peygamberi Allah’ın elçisi olarak kabul ettiği günden beri Kur’an-Sünnet ikilisini birlikte zikretmişlerdir. Kur’an’ın açıklayıcısı olan Sünnet, onun mücmel ifadelerini tafsil, müşkilini izah, mutlakını takyid, umumunu tahsis eder. Nitekim Allah Teâlâ: “Biz sana da Kur’an’ı indirdik, ta ki insanlara, kendilerine ne indirildiğini açıkça anlatasın ve ta ki onlar da düşünüp anlasınlar.” (Nahl Sûresi âyet: 12) buyurmuştur. Allah Rasûlü (s.a.s.), Kur’an’ın âyetlerini bazen sözleriyle, bazen eylemleriyle, bazen de her ikisiyle birlikte açıklamıştır. Temel kaynaklar incelendiğinde, Kur’an ile Sünnetin birbirinden ayrılmaz bütünlüğü ile birlikte ele alınması zorunluluğu hemen anlaşılmaktadır. Son Peygamber Hz. Muhammed(s.a.s.)’e yüklenen sorumlulukları ise şu dört ana başlık altında toplamak mümkündür:
     1. Tebliğ
     Allah elçisinin ilk görevi, kendisine vahye dileni, yani hem Kur’an’da zikredilen vahyi, hem de Kur’an dışında kendisine indirilen vahyi ashabına/ümmetine/insanlara duyurmaktır, tebliğ etmektir.
     “Ey Peygamber! Rabbinden sana indirilenleri tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun”. (Maide Sûresi âyet: 67). “Ey Muhammed! Sana yalnız tebliğ etmek düşer.” (Âl-i İmran Sûresi âyet: 20). “Peygamberin görevi, sadece tebliğ etmektir.” (Maide Sûresi âyet: 99). Terim olarak tebliğ, peygamberin, Allah’tan aldığı mesajları aynen insanlara ulaştırmasıdır. Bu, her peygamberin vazgeçilmez niteliklerinden biridir. Zira “Ben, ancak ve ancak muallim olarak gönderildim.” derken kendisin ulvî görevlerinden birinin muallimlik yapmak olduğunun altını çizmektedir.
     2. Tebyin
     Tebyin, Kur’an anlaşılmak üzere indirildiğinden Hz. Peygamberin, insanların Kur’an’dan anlayıp kavramakta zorlandıkları konuları açıklama görevi vardır. Ancak onun Kur’an’ı açıklaması ile yorumu birbirine karıştırmamak lazım. Zira hadis nasstır, kaynaktır; yorum ise özneldir, görecelidir.
     Sünnet, Kur’an’da geçen bir hükmü ihtiyaca binâen açıklar. Namaz, oruç, zekât ve hac ibâdetlerinin yerine getiriliş şekli, kabir/berzah hayatı, düzenli ve huzurlu bir aile hayatı için gerekli ölçüler ve davranış biçimleri, Rasûl-i Ekrem’in Sünnetiyle ancak öğrenilebilir. Ayrıca, sosyal, idârî ve ticârî ilişkileri düzenleyen birçok hüküm ve prensip hakkında geniş bilgi, yine Sünnet sayesinde elde edilebilir.
     Hz. Peygamberin Kur’an’ı açıklama sorumluluğu ile ilgili olarak Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: 
     “Sana bu Kur’an’ı apaçık delillerle ve sayfalarla indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara açıklayıp (tebyin) anlatasın. Umulur ki böylece onlar da düşünürler.” (Nahl Sûresi âyet: 44).
     “Sana kitabı, ayrılığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için, inanan kimselere de doğru yol rehberi ve rahmet olarak indirdik.” (Nahl Sûresi âyet: 64).
     “O Peygamber onlara Allah’ın ayetlerini okuyor, kitabı ve hikmeti öğretiyor ve onları manevi kirlerden arıtıyor (tezkiye).” (Cum’a Sûresi âyet: 2).
     Kitâb’ı öğretme işi, Kur’an’ı açıklamaktır. Hikmetin ise Sünnet olduğunu söyleyen âlimler vardır. “Allah sana kitabı ve hikmeti indirmiş, bilmediğin şeyleri öğretmiştir.” (Nisâ Sûresi âyet: 113) Bu âyet-i kerîme, kitapla indirilen hikmetin Sünnet olduğuna işaret sayılmıştır.” Devam edecek…

Yazarın Diğer Yazıları