Döviz kurlarında dalgalanma (volatilite) yaşanabilir mi?
Akran Zorbalığı Merhametin Kaybı ve Din Eğitiminin Kurtarıcı Gücü
Maçı Beşiktaş kazanmadı, biz verdik
KIBRIS SEÇİM SONUCU VE KIBRIS TÜRK DEVLETİ
Kendi nefsinde ara..!
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Her iki taraf da adaletten şikayetçi
REFERANSIMIZ: KUR’AN OLMALI!
ROL MODEL PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’İN AHLÂK’I KUR’AN İDİ
Bir varmış, bir yokmuş. Kıbrıs’ta federasyon masalı.
Konyaspor’da Düşüş Alarmı, Sorunlar Derinleşiyor..
ŞÜPHE
Kendi Ekseni (Egosu) Etrafında Dönmenin Usulü
Samimiyet Zedeleyici Mağlubiyet
SAHTE DİN VE TARİKATLAR
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
İslâm'ın, iyi, doğru, güzel kabul ettiği hususlara Ma'ruf, kötü, çirkin, yanlış kabul ettiği hususlara da Münker denilmektedir. İyilik ve kötülük kavramlarının ölçüsü Kur'an ve Sünnet'tir. Allah (c.c.) ve Resulü Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'in iyi dedikleri iyi, kötü dedikleri de kötüdür. Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker "İyiliği emretmek ve kötülükten men etmek, sakındırmak" anlamına gelmektedir. Emr-i bil ma'ruf ve nehy-i anil-münker; İslâm davetinin, tebliğinin temelini teşkil eden, dini, ahlâki ve hukuki bir tabirdir.
Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerîm'de: "Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Ali İmran Sûresi âyet:104) "Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız…” (Ali İmran Sûresi âyet:110)
Müfessirler, Ali İmran 104. âyet emri uyarınca, Müslümanlar içinde, iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan bir içtimaî kontrol müessesesinin bulunmasının farz-ı kifâye olduğunu belirtmişler; ancak, bu görevi üstlenen kişilerde, görevin iyi ve hakkaniyete uygun olarak yerine getirilmesini mümkün kılacak bazı şartların bulunması gerektiğine de işaret etmişlerdir. İyiliği emredip, kötülükten sakındırmak görevini hiçbir Müslüman yapmazsa, farz-ı ayn olan görevi yapmamalarından dolayı bütün Müslümanlar sorumlu olurlar.
Her birimiz öncelikle kendimizden sorumluyuz. Ancak ferdin sadece kendini ıslah etmesi ve kendisi ile meşgul olması yeterli değildir. Her fert ailesinden, yakınlarından ve aynı zamanda toplumun ıslahından da sorumludur. Yapılan yanlışlıklar karşısında, ehil olan kişilerin ikazları ve insanları kötülüklerden sakındırıp vazgeçirmeye çalışmaları dini bir görevdir.
"Mü'min erkeklerle Mü'min kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir.” (Tevbe Sûresi âyet:71)
İctimaî şuûr, fertlerin dinî ve ahlâkî kusurları ve kötülükleri karşısında da duyarlı olmak zorundadır. Âyet-i Kerîme de; Kadın olsun erkek olsun Mü'minlerin, birbirlerine iyiliği emredip kötülükten alıkoymalarının, aralarındaki velayet bağı ve kardeşliğin zaruri bir sonucu olduğuna işaret edilmiştir. Bu görev ve yetki cinsiyet farkı gözetmeden İslâm toplumunun bütün fertlerine verilmiştir.
"Tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlardır. O Mü'minleri müjdele!” (Tevbe Sûresi âyet:112) buyrulmuştur.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) hadis-i şeriflerinde: ”İçinizden her kim bir Münker ; (yani kötülük) görürse onu eliyle önlesin. Buna gücü yetmeyen diliyle ona karşı çıksın. Bunu da yapamayan kalben buğzedip kötülüğe öfke duysun ki, artık bu İman'ın en zayıf derecesidir.” (Müslim,İman,78; Tirmizi, Fiten,11) buyurmuştur.
Çok önemli ve kutsal olan tebliğ görevini ehil kişilerin, cebir, şiddet, güç, baskı ve zorlama olmaksızın, yumuşak, tatlı ve güzel sözler söyleyerek, iyiliği emredip, kötülükten sakındırma hususunda İslâm'ın emir ve yasaklarına riayet edilerek yapılması gerekir. Sosyal hayatın düzeni, gerçeklerin duyurulması ve yanlışların düzeltilmesi esasına bağlıdır. Âyet-i Kerîmede : "O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi…” (Ali İmran Sûresi âyet:159) Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'in tebliğ metodu örnek alınmalıdır.
İyiliği emir, kötülükten nehy toplumun kendi kendine oto-kontrol sistemini sağlamaya yönelik olan bir farzdır. Bu farz, ne kadar samimiyetle, planlı, programlı uygulanırsa; toplumdaki suç oranları azalacak, sevgi, kardeşlik, barış ve huzur ise artacaktır. İslâm ile İnsan arasındaki bütün engellerin gerçek anlamda kaldırıldığı bir dünya da yaşamayı hedeflemek en büyük arzumuz olmalıdır.
Allah (c.c.), iyilikleri emredip, kötülüklerden sakındırmaya çalışan amel-i salih Mü'minlerden olmayı nasip eylesin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.
ROL MODEL PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’İN AHLÂK’I KUR’AN İDİ
İMANIN İBADETE, İBADETİN DE İMANA ETKİSİ
SİYONİST İSRAİL’İN YIKILACAĞI GÜNLER YAKINDIR
DOĞU İLE BATIYI, MADDE İLE MANAYI, MODERNLE GELENEĞİ, AKILLA VAHYİ, DÜNYA İLE ÂHİRETİ BİRLEŞTİREN YENİ NESİLLER YETİŞTİRMELİYİZ
İNSANLAR, AHİRETTE DÜNYADA YAPTIKLARININ KARŞILIĞINI BULACAKTIR
AİLE; GÖZ AYDINLIĞI VE CENNET VESİLESİDİR
NUMUNE-İ İMTİSAL PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED (S.AS.)’İN DOĞUMU
İNSAN İÇİN ANCAK ÇALIŞTIĞININ KARŞILIĞI VARDIR
ZALİMİN GÜCÜNE BAKILMAKSIZIN KARŞI KONULMALIDIR
GAZZE’YE UMUT OL