Asansörler Ve Engelli Rampaları

Bu toplum içinde dezavantajlılar dediğimiz engelliler de yaşıyor. Hem de en az yüzde on civarında. Bir kısmı, engelli aracıyla (akülü sandalyesiyle) evinden çıkabiliyor, bir kısmı öyle bir imkanı olmadığı için evinde mahkum hayatı yaşıyor. Bu toplumun görevi, özelde yerel idarelerin görevi, dışarı çıkabilen engellilerin huzur içinde, rahatça gezebileceği cadde ve sokakları hazırlamak, engellilerin hayatını kolaylaştırmak, dışarı çıkamayanların da dışarı çıkmasını sağlamak, görme ve ortopedik engellilerin de çarşıya, pazara, parka, bahçeye çıkmasına yardımcı olmak.     Evet, engellinin en büyük engeli merdivenlerdir ve yüksek binalara yapılan ve çok zaman genişlikleri bir metre kareyi bulmayan daracık asansörledir. Engelliler adına yetkililere sesleniyoruz, bu dezavantajlı mazlum ve mağdurlar, engelli doğmuş veya sonradan engelli hale gelmiş bu insanlar, hayatın birçok aktivitelerinden mahrum olan bu cefakarların hayatını daha da kısıtlamayın, çekilmez hale getirmeyin, zorunlu olan engellerinin yanında bir engel de siz olmayın!     Şu gerçek ki devlet eski devlet değil, topum da eski toplum değil. Devletimizin buğu imkanları daha fazla, sosyal harcamaları daha büyük. Engellilerimizin daha çok hakları ve imkanları var. Sağlık hizmetlerine ulaşımları daha kolay, daha özenle bakılıyorlar, teknolojiden daha fazla yararlanıyorlar. Toplum bugün daha bilinçli,  engelliler haklarını daha çok arıyorlar, engelliye karşı duyarlılığımız bugün daha fazla. Ama Avrupa ülkelerine göre alacak daha çok yolumuz var.      Birçok asansör gördüm; engelli araçları, hatta küçük engelli bisikletleri sığmıyor. Soruyorum, o asansörler sadece ayakta durabilen-yürüyebilen insanlar için mi yapıldı? Yürüyebilen insan gerekirse merdiveni de çıkabilir. Az da olsa aramızda bulunan bir engelli akülü veya aküsüz aracıyla o asansöre binmeyecek mi, binmesin mi? Bu asansörler yapılırken bir engellinin aracı ölçülemez mi? Bugün boyu yüz yirmi cm'yi bulan üçtekerli akülü araçlar engelliler tarafından kullanılıyor. Bu araçların çoğu bugün yapılan asansörlere sığmıyor. En azından yapılan asansörlerin uzunluğu veya genişliği bir buçuk metre olmalı ki engelli de aracıyla rahat çıkabilsin.    İkinci olarak dikkatimizi çeken, engelli rampaları. Bir sitenin veya binanın önüne, giriş merdivenine, sadece belediyelerden ruhsat almak için, yasak savar kabilinden engelli rampaları yapılmaktadır. Emin olun, çoğu kırk beş derece eğimli. Halbuki sağlıklı kullanabilmek için bu rampaların eğimleri 10-15 dereceyi geçmemeli. Kırk beş derecelik eğimli rampaları maalesef yerel idareler de onaylıyor. Ne yazık ki bu rampalar hiç kullanılamıyor, yapılan masraf atıl kalıyor.    Artık rampalar da, asansörler de ciddiye alınmalı, eğimleri ve genişlikleri itibariyle bir engellinin işine yaramalı. Burada müteahhitlerin baştan savması kadar belediyelerin de göz yumması söz konusu.  Aramızdaki yüzde onları bulan engelliler, bütün mimari projelerde ve altyapı çalışmalarında dikkate alınmalı, bu tür yapılar yapılırken kendilerine danışılmalı, fikirleri alınmalı, hatta belediye başkanlarımızın engelli danışmanları bulunmalıdır. Öbür taraftan eğitim çalışmalarıyla toplum bilinçlendirilmeli, engelli duyarlılığı oluşturulmalıdır. Bilinçlendirmenin ve uyarıların yanında yaptırımlar, caydırıcı cezalar olmalı, kaldırım işgalleri önlenmeli, caddelerdeki engelli geçitleri açık tutulmalı, buralara park eden arabalara ceza kesilmelidir. Engellilerin sorunlarını bizzat yaşayan bir yazar olarak bunları hatırlatmayı bir görev bildim. Çünkü yaşayan bilir, yaşayan görür ve duyar. 

Yazarın Diğer Yazıları