Çöp Kültürümüz Eksik

Bizim kültürümüzün temeli temizliktir. Dünya milletleri temizliği bizden öğrendi. On sekizinci asra kadar Avrupalı evlerinde banyo ve tuvalet bilmezdi, saraylarda dahi helaları yoktu. Avrupalı hâla suyla taharetlenmeyi bilmez, tuvaletlerinde sadece tuvalet kâğıdı kullanır.
   Bugün bu güzelliklerimizin bazılarını kaybettik, çöplerimizi kutularına atmayı bile Avrupalıdan öğrenir olduk. Avrupa’ya giden kardeşlerimiz bilir, Avrupalı elindeki sigara izmaritini veya çikolata kağıdını yere atmaz, uzakta dahi olsa çöp kutsunu arar ve oraya atar. Biz ise elimizdeki çöpü veya sigara izmaritini ayak altına atar geçeriz. ‘Bu şehrin başka sahipleri de var, bu caddeleri başkaları da kullanır, çöp toplayanlara zahmet vermeyelim’ diye düşünmeyiz.
    Evet, çöplerimizi kutularına atmayı bir öğrenebilsek, belediyelerin çöp toplama elemanı çalıştırması bile gerekmeyecek. Gel gör ki yüzlerce temizlik elemanı şehrin caddelerini, sokaklarını temiz tutmaya yetmiyor. Ayak altında sigara izmaritleri, kağıt ve naylon parçaları dolaşıyor. Hatta ev kadınlarımız bile çöplerini çöp kovalarının dışına döküveriyor, temizlik elemanlarını daha çok meşgul ediyor.
     Kutsal mekânlarımız camilerin avlularında bile sigara izmaritleri görülüyor. Cami tuvalet ve lavabolarımız istediğimiz temizlikte değil, abdestini bozan insanlar özen göstermiyor, pisliğini dışarıda bırakıp gidiyor. Tuvalet görevlilerimiz de günün her saatinde bunları göremiyor. Daha da vahimi, tuvaletlerimize yanlış niyetlerle girenler, orada ot- çöp içenler, kötü ilişkilerde bulunanlar da var. Bu tür yanlışlar ancak toplumun duyarlılığıyla önlenebilir. Tuvalet bekçilikleri, sokak temizlikleri sadece belediyelerimizin görevi değil. Halkımız da duyarlı ve bilinçli olmalı, gördüğü yanlışlara müdahale etmelidir.
     Anlıyoruz ki tarihteki görgümüzden, temizlik anlayışımızdan çok şey kaybetmişiz. Dinimizin temizlikle, taharetle, nezafetle ilgili o kadar çok emri ve tavsiyesi var ki, yazmak için bir gazete köşesi değil, kitaplar yetmez. ‘Temizlik imandandır’, ‘Temizlik imanın yarısıdır’ hadisleri bile bize dinimizin ne derece temizliğe önem verdiğini anlatır.
     Şehrimizin her sokağında, her köşesinde çöp kutuları vardır, bunlar kullanılmak içindir. Kutuların olması yetmez, bunları gören, onları kullanan gözlere ve eğitimli, görgülü insanlara da ihtiyaç vardır. Elimizde en küçük çöp bile olsa, yere bırakmadan etrafımızda çöp kutusunu aramalıyız. Eminim ki elli adım gitmeden bir çöp kutusuna rastlayacağız. Bu kültürü öğretmenlerimiz okulda öğretmeli, anne- babalar bu eğitimi küçük yaşta evinde çocuklarına vermeli, kendileri uygulamalı ve örnek olmalıdır.
     Bir yanlışımız da yol işgalleridir. Engelli geçitlerine park edilen arabalar, kaldırımlara konulan dükkan malzemeleri kul hakkına tecavüzdür. Halkımız ve esnafımız bu konular da duyarlı olmalı, zabıta ve polislerimiz de uyarmalıdır.
     Çay bahçesi, çay parkı ve kahvehane işleten kardeşlerimize de sesleniyorum: Masalarınızı, sandalyelerinizi daha temiz tutun, günlük olarak sildirin veya yıkatın. Camiye gelen insanlar o sandalyelerden aldıkları kir ve tozları camilere de taşıyorlar ve camileri de kirletiyorlar. Bardaklarınızı ve tabaklarınızı daha iyi yıkayın, hijyen kurallarını uygulayın. Müşteriler içten içe buğuz eder, ama farkında olmazsınız. Bizim insanımız maalesef arkadan eleştirir ama yüze söylemeye cesaret edemez.
      Atalar, ‘aslan yattığı yerden belli olur’ demişler. Bizler aslanı bayraklaştırmış bir milletiz. Temizliği artık Avrupalıdan öğrenmeyelim, tarihte olduğu gibi biz onlara öğretelim. Yemekten evvel ve sonra elleri yıkamak bizim kültürümüzdür. Günde beş defa abdest almak, en az haftada bir kez boy abdesti alarak yıkanmak bizim kültürümüzdür. Sandalyesi, masası, evi, sokağı, caddesi kirli bir millet olmak bize yakışmıyor.


Yazarın Diğer Yazıları