Kainatın Ahmed’i!

 

 Ey dertlerin dermanı, âlemlerin rahmeti!

Ümmetin Muhammed'i, kâinatın Ahmed'i!

On dört asrın hasreti yakıyor içimizi,

Gittin de yetim koydun, öksüz bıraktın bizi.

Bıraktığın ümmetin paramparça sürünür,

Birbirinin boynunu vurmak ile övünür,

Sahaben bu değildi, kıymazdı canlılara,

Bilmem ki ne demeli şu eli kanlılara.

Nolur gel aramıza, Erkam olalım sana,

Sohbetinin feyzinden içelim kana.

Merhamet- şefkat neymiş, bir daha öğret bize,

"Mumammed Resulullah” aşk ile söylet bize.

Ümmetin param parça, ümmetin başsız bugün,

Somalili çocuklar ekmeksiz aşsız bugün.

 Birbirini ezmekte, üzmekte mahir ümmet,

İki asır önceydi o galip-zahir ümmet.

Heybeti yok, korkutsun uzaktan düşmanları,

İhlası yok, nefsinden def etsin şeytanları.

Gücü yok, kudreti yok, uykuları kaçırsın,

İlim –irfan dağıtsın, tüm dünyaya açılsın.

Ey Resul, mahcubuz biz, gerçek ümmet olmadık,

Dilimiz "salli- barik" dedi, kalben duymadık.

Geldiğinde insanlar bizden daha beterdi,

Kadınları satardı, faizi kat kat yerdi.

Nasıl eğitmiş isen o yıldız insanları,

Gel bir daha irşat et, dirilt ölü canları

Haram lokmalar yedik, kalplerimiz pas tuttu.

Bid'atçi, hurafeci, tefrikacı uyuttu.

Koyun bildiklerimiz değişti kurda döndü,

Yangına verdi yurdu, şükür ki erken söndü.

 Ferasetimiz yok ki, bilelim hainleri,

Cesaretimiz yok ki söylesek zalimleri.

Nerde güç var ise orada öbeklendik,

Batı batı dedikçe dövüldük, köteklendik.

Hakkı haykıramadık zulmeden zalimlere,

Sadakatle uymadık ihlaslı alimlere.

Günahkarız, suçluyuz fazla fazla haddinden.

Yine de mahrum etme bizi şefaatinden! 


Yazarın Diğer Yazıları