KİRALIK EV SIKINTISI NASIL AŞILIR?

 

Hükümetimizi en çok zora sokan ve halkımızın da en çok şikayet ettiği konu, ev kiralarının hızla artması. Evet, ev kiraları aldı başını gitti. Kiralık ev sahipleri yarış halinde insafsızca ev kiralarını artırıyor. "Komşum evini şu kirayı verdi, benim evim onun evinden daha iyi, daha çok kira getirmeli” diyor, vicdanını satıp kirayı iki- üç kat artırıyor. Gerekçe olarak da artan ev maliyetlerini gösteriyor. Evet, kiralık evlerin ihtiyaca cevap vermemesi ve ev sahiplerindeki daha fazla kazanma hırsı kiraların artmasını körüklüyor.

"Kira niye bu kadar fazla?” diye sorduğun zaman bir kısım mülk sahibi haklı olarak artan fiyatları ve ev maliyetlerini öne sürüyor. Öbür taraftan kiralık ev arayanların çokluğu kiralık ev sahiplerinin iştahını kabartıyor, o kırsıyla hırsıyla insafı ve vicdanı elden bırakıyorlar. Hükümetimiz, bu tür ev sahiplerini frenlemek adına mevcut kiracıyı korumak için kira artışlarını yüzde yirmi beşle sınırlandırdı ancak adil bir çözüm olmadı, ev sahibi ile kiracı arasındaki tartışmaları artırdı, ihtilaflar mahkemelere taşındı. Yeni çıkan yasayla birlikte bundan böyle ev sahibi -kiracı ihtilaflarında mahkemeden önce arabulucuya gidilecek, orada bir ay içinde çözülemezse mahkemelere iş düşecek.

Kiracı ile ev sahibinin muhakemeleşmesi acı bir olay. Yıllarca evinden faydalandığın, para alıp verdiğin, arada hukuk ve kardeşlik oluşturduğun, adeta bir aile olduğun insanla mahkemeye düşmek gerçekten acı bir olay, bizim kutsal değerlerimizle bağdaşmaz. Bizim inancımızda ev sahibi müşfik ve merhametli olmalı, kiracı da vefalı ve kadir bilir olmalı. Üç kuruşluk dünya menfaati için tartışma yaşanmamalı, ne ezen, ne ezilen olmalı. Hükumetimiz de bu tartışmalara yol açmamalı, mahalle mahalle, ilçe ilçe ev fiyatları ve maksimum kira fiyatları belirlemeli, kimse bunun üzerine çıkmamalı. Ev kira fiyatlarının artmaması, kavgaların ve ihtilafların yaşanmaması için sınırlamalar da yetmez.

Evet, belediyelerimiz bireysel olarak kendi arsasına kendi evini yapanlara proje desteği, devlet de kredi desteği vermeli, TOKİ daha çok çalışmalı ve ev üretimi artmalı. Ayrıca belediyelerimiz, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi kiralık evler yapmalı, o evleri o ilçedeki başta kamu çalışanlarına olmak üzere düşük kiralarla vermeli, böylece kiraları kontrol altında tutabilmelidir.

Görüyoruz, özellikle Ak partili belediyeler kurduğu kooperatifler yoluyla dönüşüm adı altında evler yapıp satıyor, insanları uzun vadeli ev sahibi yapıyor. Bu güzel bir hizmet. Bunun yan sıra belediyeler satmamak üzere evler de yapıp kiraya vermeli ve kiracılarla ilgilenen özel birimler kurmalı. İlçeye gelen bir kamu görevlisi ev ararken önce belediyeye sormalı. Bir ilçede üç- beş yüz adet belediye lojmanı olduğu zaman, o ilçedeki kira fiyatları uçmaz. Tıpkı belediyeler açtığı ekmek fırınlarıyla ekmek fiyatlarını kontrol ettiği ve ucuzlattığı gibi. Kanunlarımız gereği olarak özel mülkiyete belediye de, devlet de karışamaz ve maliyetlerin arttığı bir ortamda ucuz kiraya zorlayamaz. Ama makul fiyatların oluşması için devlet veya belediye tedbirler sadedinde lojmanlar ve kiralık evler yapar ve ev kiralarını bu şekilde kontrol eder.

Sonuç olarak ev sahiplerimiz birazcık insaflı ve merhametli olmalı. On yıllık kiracısı ile arasında oluşan hukukunu bir anda yıkmamalı. Kiraları makul düzeylerde tutmalı, kiracı da çok düşük kalmış kirada inat edip ev sahibini mağdur etmemeli, maaşının arttığı oranda kiraya zam yapmalı. Bir insanın barınmasına yardımcı olmak en büyük sadaka. Çünkü atalarımız, "dünyada mekan, ahirette iman” demişler. Çok ucuz kirada oturmak da gönülsüzse kul hakkıdır, fahiş kira artışları da kul hakkıdır. Kul hakkıyla Allah'ın huzuruna çıkmayalım.


Yazarın Diğer Yazıları