Köfteci Yusuf’un Engelli Duyarlılığı

Geçen haftalarda bir İstanbul gezim olmuş, bazı izlenimlerimi paylaşmıştım. İstanbul, gelip görülecek kutsal mekanlarıyla zengin bir şehir demiştim. Şunu da ilave edeyim, İstanbul aynı zamanda bir engelli kenti.Belediye otobüslerinin hemen hemen tamamı ve tramvayları engelliye uygun. Engelli, tekerlekli sandalyesiyle veya akülü aracıyla kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan istediği otobüse biner, istediği yerde iner, hem de ücretsiz. Bir engelli olarak ben de deniz altından giden Marmaray’a bindim, Marmaray’ın teknolojisini, konforunu hayranlıkla izledim, emeği geçenlerden Allah razı olsun.
   Evet, İstanbul’dan dönerken Köfteci Yusuf’un köfte salonunda mola verdik. Bozhüyük civarında duble yol kenarında açılan köfte salonu 700 kişilik, tıklım tıklım dolu. Daha sonra öğrendim ki, aynı salondan 6-7 tane daha kuran Köfteci Yusuf, henüz 35 yaşında bir girişimci. Engelli duyarlılığından dolayı kutlamak için bu yazıyı kaleme aldım, işadamlarımıza ve belediyelerimize de örnek olmasını istedim.
     Köfteci Yusuf, işini büyük düşünmüş; etin her türlüsünü, çiğini, pişirilmişini, ızgarasını, salamını, sucuğunu, yani işlenmişini, işlenmemişini salonlarında ekonomik şekilde müşteriye arz ediyor, hizmette hiçbir özveriden kaçınmıyor, müşteriler de hizmetten memnun ki 700 kişilik salonu doldurmuşlar. Esas değinmek istediğim husus; salonun dış kapısında altı -yedi basamaklı merdiveni engelli şahıslar çıkamazlar diye merdivenin yanı başına asansör kurmuş. O bir metrelik yüksek salona engelliler ve yaşlılar asansörle çıkarılıyor ve orada bulundurulan bir tekerlekli sandalye ile masasına ulaştırılıyor. Nice kamu binalarımızda, belediyelerimizde olmayan asansör, dağ başında bir köfte salonunun önünde var. İnsan bu duyarlılığı görüp de heyecanlanmaz mı, bu hizmeti kamuoyuna duyurup tebrik etmez mi? Keşke bütün işadamlarımızda, bütün belediye başkanlarımızda, kamu kurum ve kuruluşlarımızın idarecilerinde bu duyarlılık olsa diye iç geçirdim.
     AK Parti hükümetlerinin uyguladığı duyarlı politikalarla, çıkardığı kanun ve yönetmeliklerle, engelli destekleriyle, bakım harcamalarıyla artık engellilerimizin yüzüne bakılır oldu, akülü ve aküsüz sandalyeleriyle parklara ve yollara çıkabildi, dört duvar arasına mahkum olmaktan kurtuldu. Bu sandalyeleri ülke içindeki üreticilerden de, dışarıdan da kolayca temin etmek mümkün. Bazı belediyelerimiz ve iş adamlarımız zaman  zaman bu sandalyeleri alıp engellilere dağıtabiliyor. Duyarlı ve yardımsever insanlardan Allah razı olsun. Ancak bazı şehirlerimizde henüz o sandalyelere uygun altyapı kurulmuş değil. Kamu binalarının girişleri, otobüsler, yollar ve kaldırımlar uygun değil. Belediyelerimize daha ok görev düşüyor.
     Ana caddelere bisiklet yolları yaparak altyapıyı engellilere uygun hale getirmek için Konya Büyükşehir Belediyemizin gayretini görüyorum, takdir ediyorum. Otobüslerimiz henüz İstanbul seviyesinde değil, engelliye uygun aracımız çok az. İstiyoruz ki kademeli olarak bütün il ve ilçe ve belediyelerimizdeki otobüslerimiz engelliye uygun hale dönüştürülsün, yeni otobüs alımlarında buna dikkat edilsin. Engelli de sokakta, çarşıda, pazarda, kamu binalarında daha çok görünür olsun, kültürel etkinliklere, düğün ve törenlere katılsın. Asansörsüz hiçbir kamu binasına izin verilmesin.
    Evet, bize 35 yaşında bir girişimci olan Köfteci Yusuf güzel bir örnek olmuş, kedisini tebrik ederim. Darısı diğer girişimcilerimizin başına. İnsana değer veren, saygı duyan hem bu dünyada hem de ahirette kazanır. Çünkü insan Rabbimizin eseri, onu sevmek gerekir. Hele engelliyse daha çok korumak ve ilgilenmek gerek.

Yazarın Diğer Yazıları