Mutlu Aile-2-

  Mutlu ailenin on kuralını yazmaya devam ediyorum. Sükunet: Aile içinde yüksek ses ve dırdırcılık her zaman mutluluğa gölge düşürür. Özellikle bazı hanımların hastalığıdır, küçük bir eksikten, karşılanmayan küçük bir ihtiyaçtan dolayı erkeğin başının etini yerler. Özellikle ev kadınları akşama dek evin içinde konuşmadan kalınca sıkılıyorlar, sonuçta dırdırcı bir hanım olup çıkıyorlar. Sükunet mutluluğun anahtarıdır. Bir taraf sesini yükseltince öbür taraf sükunetini korumalı, sakince cevap vermelidir. Sükunet her zaman insana kazandırır. Bağırmak insanı sevimsiz kılar.
    Sehavet: Aile reisi evine harcarken cömert olmalı, şımartmadan çocuklarına harçlık vermeli, yemesini ve yedirmesini bilmelidir. Evin zaruri ihtiyaçlarından kısan, aile bireylerini dışarıya imrendiren cimri bir aile reisi aile içinde saygınlığını kaybeder. Bir de sadaka verirken de cömert olmalı, kapıya geleni boş çevirmemeli, muhtaçların duasını almalıdır. İsrafa varan bir cömertlikten bahsetmiyoruz. Bütçe dengeleri içinde cömert davranmak mutluluğa kapı açar. Atalar ‘az veren candan verir, çok veren maldan verir’ derler. Hanımlar da evin bütçesinin farkında olmalı, çok beklenti içinde olmamalıdır.
    Sofra: Ailenin sofrası bir olmalı, bütün aile fertleri birlikle yemek yemeyi alışkanlık yapmalıdır. Bir de ailenin sofrası açık olmalı, evde misafir ağırlanmalı, zaman zaman komşularla ve yakınlarımızla soframız paylaşılmalıdır. Hadis-i şeriflere göre, misafir nasibiyle gelir ve misafirin duası makbul dualardandır. Toplu dualar daha etkili, toplu yemekler her zaman daha bereketlidir. Peygamberimiz, ‘Rahmet cemaat üzerine iner’ buyurur. Toplu yemekler her zaman berekete vesile olur, zenginlik getirir. Bereket de mutluluğu getirir.
   Salat (Namaz): Aile de, evde mutlaka namaz kılınmalı, namaz kılan olmalıdır, çünkü namaz evin bereketidir. Ayet-i kerimede, ‘Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin’ buyrulur. Namazsız bir ev mezara benzer, bereketsiz olur. Çünkü evde namaz kılmak ve Kur’an okumak evden şeytanları uzaklaştırır, melekleri davet eder. Şeytanların uzaklaştığı, meleklerin doluştuğu mekanda da mutluluk olur. Namaz stresin bir numaralı ilacıdır, ruhun gıdasıdır. Gıdasını alamayan ruhlar sıkıntılı, bunalımlı, stresli ve vesveseli olur. Sonuçta namazsız bir insan ruhsal rahatsızlığa tutulur, bu bunalımı aşamayınca türbelere koşar. Namaz ruhu boş insanı şarj eder, bunalan insanı da deşarj eder. Ayet-i celilede buyrulduğu veçhile, ‘namaz edepsizlikten ve her türlü kötülükten insanı alıkoyar. Şehevi arzulara gem vurur, harama düşmeye mani olur, insanı evine ve eşine bağlar.
   Sena: Hamd ve şükür demek. Cenab-ı Mevla, ‘And olsun ki şükrederseniz nimetlerimi artırırım’ buyurur. Yani Allah’a teşekkür, rızkı artırır, rızkın artması da mutluluğa sebep olur. Kuluna teşekkür etmeyen Allah'a da teşekkür etmez. Evde hanımın hazırlayıp önüne getirdiği sofra için ‘eline sağlık hanım’ demek, kocanın çarşıdan getirdiğine teşekkür etmek eşler arasında sevgiyi ve saygıyı artırır. Nankörlük nimetlerin daralmasına sebep olur, eşler arasında sevgiyi yok eder. Kadına yakışan kanaatkarlık ve itaatkarlık, erkeğe yakışan vefakarlıktır.
    Sohbet: Karşılıklı muhabbettir, hal-hatır sormaktır, gönül almaktır, karşılıklı sevgi ve bilgi alışverişinde bulunmaktır. Sohbet, hayatın her türlü mutluluğunu ve sıkıntısını paylaşmaktır. Sohbet eksikliği, iletişim eksikliği eşler arasındaki sevgi bağını zayıflatır, soğutur ve ayrılmalara kadar götürür.  İşinden akşam eve gelince iki çift laf etmeyen bir erkek, akşama kadar dört duvar arasında yolunu bekleyen kadını strese sokar, kadında bunalıma yol açar, azap verir. Demişler ya, ?sevinçler paylaşıldıkça çoğalır, acılar da paylaşıldıkça azalır.
    Sonuç olarak, sevgi birliğe bencillik yalnızlığa götürür. Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemeye benzer. Nehir ise asla durmaz. Mutlu edersen mutlu olursun.


Yazarın Diğer Yazıları